TÜRKÜ DÜNYASI
Annesinin tek oğlu Mehmet, Erzurum yöresinde yetiştirdikleri ürünleri, bugünkü Ermenistan’ın başkenti, o dönemler önemli ticaret merkezi olan Revan’a (Erivan) kervan ile götürüp satmaktadır. Karayağız, güçlü kuvvetli Mehmet, annesine her akşam bahçelerinden derlediği gül demetini getirir. ‘Sevgi ve saygı’ ifadesi olan gül demetini anne duvara asıp kurutur, onlara baktıkça oğlunu görür gibi olur. Ancak vebaya yakalanan Mehmet, Revan’da ölür ve bir çalı dibine gömülür. Bir Mehmet değildir ölen, kervanın çoğu da bu amansız hastalıktan kurtulamaz. Ağır ağır Erzurum’a giren kervanı analar, babalar, yavuklular meraklı gözlerle beklemektedir, ama gidenlerin çoğu gelmemiştir. Mehmet’in anası durumu öğrenince, deli olup dağlara düşer, elinde bir demet kırmızı gül, dilinde bu türkü… Ağıtlar yakıp dağlarda gezer durur.
Kırmızı Gül Demet Demet
Kırmızı gül demet demet
Kırmızı gül demet demet
Sevda değil bir alamet
Balam nenni, yavrum nenni
Sevda değil bir alamet
Balam nenni, yavrum nenni
Gitti gelmez o muhannet
Gitti gelmez o muhannet
Şol revamda balam kaldı
Yavrum kaldı, balam nenni
Şol revamda balam kaldı
Yavrum kaldı, balam nenni
Kırmızı gül her dem olmaz
Kırmızı gül her dem olmaz
Yaralara merhem olmaz
Balam nenni, yavrum nenni
Yaralara merhem olmaz
Balam nenni, yavrum nenni
Ol tabipten merhem gelmez
Ol tabipten merhem gelmez
Şol revamda balam kaldı
Yavrum kaldı, balam nenni
Şol revamda balam kaldı
Yavrum kaldı, balam nenni
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder