Sayfalar

3 Nisan 2015 Cuma

Aşk, Hürriyet ve Yaşama Dair Satırları ile Edebiyatımızın Unutulmazlarından Sabahattin Ali...

1. Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilmeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu.
Kadın sevebileceği zaman sevmiyor, ancak tatmin edilmeyen arzulara üzülüyor, kırılan benliğini tamir etmek istiyor, kaybedilen fırsatlara yanıyor ve bunlar ona aşk çehresi altında görünüyordu.
Kürk Mantolu Madonna

2. Yalnızca devletin emrettiğini yapmakla hür olunuyorsa, buna hürriyet demek biraz güçtür.

Yalnızca devletin emrettiğini yapmakla hür olunuyorsa, buna hürriyet demek biraz güçtür.
Hürriyet Meselesi

3. 'Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında seviyorum...'

'Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında seviyorum...'
Kürk Mantonu Madonna

4. Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.

Konuşmaya ne lüzum vardı? Bütün güzel laflardan ve hoş insanlardan sıkılan bu mahlukları, birbirlerinin sessiz mevcudiyeti, yorgunluk verecek kadar doyuruyordu.
Kuyucaklı Yusuf

5. "Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?"

"Bir insanın diğer bir insanı, hemen hemen hiçbir şey yapmadan bu kadar mesut etmesi nasıl mümkün oluyordu?"
Kürk Mantolu Madonna

6. İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.

İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.
Kürk Mantonu Madonna

7. Rüzgar

Rüzgar
...
Bir dürbünün ters tarafı gibi bu dünya
En büyük şey, en asil şey küçülür burda.
Burda yalan para eden biricik iştir,
Burda her şey bir yapmacık, bir gösteriştir.
Kimi coşar din uğruna geberir, yalan!
Kimi gider vatan için can verir, yalan!
Bir filozof yetmiş eser yazar, yalandır;
Bir kahraman istibdadı ezer, yalandır.
Şairlerin büyük aşkı fani bir kızdır,
Bu dünyada herkes sinsi, herkes cılızdır.
Ne hakiki aşktan burda bir çakan vardır,
Ne de onu görse dönüp bir bakan vardır,
Her büyüklük cüzzam gibi dökülür burda,
En muazzam ölüm bile küçülür burda.
...

8. İstanbul'un dayanılmaz cazibesi...

İstanbul'un dayanılmaz cazibesi...
İstanbul'dan ayrılmak istemiyoruz fakat senede kaç defa kütüphaneye gideriz? Üç beş cadde ile bir o kadar da kahveden başka ne biliriz? Fikir hayatı, fikir hayatı diyoruz... En kabadayımız bile gevezelikten başka ne konuşuyor? Kahve münakaşalarıyla zihnimizi inkişaf ettirdiğimizi sanmakla pek akıllıca bir iş yaptığımıza kani değilim... Bizi buraya asıl bağlayan bir alışkanlıktır... Biz burada maksatsız yaşamayı ve boş beyinle dolaşmayı tatlı bir meşgale haline getirmek yolunu keşfetmişiz... Hepimizi İstanbul'a bağlayan sadece bu... Burada insan, kafasını zerre kadar işletmeden mütefekkir bir kimse olduğuna inanmak ve buna başkalarını da inandırmak imkanına malik... Bu şehrin ve buradaki muhitlerin dayanılmaz cazibesi işte bundan ibaret!...
İçimizdeki Şeytan

9. Bundan sonraki günlerimin ondan ayrı olarak geçeceğini bir türlü kabul edemiyor, bu ihtimali ciddilikten uzak, gülünç, imkânsız buluyordum.

Bundan sonraki günlerimin ondan ayrı olarak geçeceğini bir türlü kabul edemiyor, bu ihtimali ciddilikten uzak, gülünç, imkânsız buluyordum.
Kürk Mantolu Madonna

10. İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır.

İnsan başkalarına yardım ettiği, başkalarını sevdiği kadar yükselir. Dünyada hayatın bir tek manası varsa o da sevmektir. Hatta mukabele edilmesini bile beklemeden sadece sevmek. Başka bir insanı bahtiyar edebilmek, kendini bahtiyar edebilmekten daha güç fakat daha insancadır.
Sabahattin Ali (28 Şubat 1935 tarihli mektup, “Herkeslerden sevgili Aliye’ye”)

11. Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hakim olacağız.

Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hakim olacağız.
İçimizdeki Şeytan 

12. 'Nereye çağırırsan gelirim'

'Nereye çağırırsan gelirim'
Kürk Mantolu Madonna

13. 'Kalbim ki, senin en son sığınacak yerindir'

'Kalbim ki, senin en son sığınacak yerindir'
Ebedi

14. 'çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi...'

'çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi...'
Kürk Mantolu Madonna

15. Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı...

Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı...
İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğimi fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiilerin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizdeki aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç birşey: hakiklatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
İçimizdeki Şeytan

16. İnsan alıştığı, güzel bulduğu, kendine yakın bulduğu yerlerden ayrılırken sanki vücudunun bir kısmını orada bırakıyormuş gibi üzülür.

İnsan alıştığı, güzel bulduğu, kendine yakın bulduğu yerlerden ayrılırken sanki vücudunun bir kısmını orada bırakıyormuş gibi üzülür.
Sabahattin Ali ( 7 Nisan 1935 tarihli mektup - “Çok sevgili Aliye’ye”)

17. Öyle günler gördüm ki...

Öyle günler gördüm ki...
öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.
her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.
Öyle Günler Gördüm ki şiirinden.
Görsel: Sabahattin Ali'nin Sinop Cezaevi'nde kaldığı odası

18. Artık hiçbir şeyin değişmesine imkan yok. Lüzum da yok.

Artık hiçbir şeyin değişmesine imkan yok. Lüzum da yok.
Kürk Mantolu Madonna

19. Cezaevinde yazdığı 'Aldırma Gönül'

Cezaevinde yazdığı 'Aldırma Gönül'
Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma
Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma
Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma
Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah´a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma
Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma

20. Sezen Aksu'nun müthiş yorumu ile, Sabahattin Ali'nin unutulmaz şiiri 'Dağlar'


"bir gün kadrim bilinirse,
ismim ağza alınırsa,
yerim soran bulunursa,
benim meskenim dağlardır.."
Edebiyatımızın unutulmaz ismi Sabahattin Ali'yi, 108. doğum gününde özlemle anıyoruz.

Onedio

2 yorum:

  1. Merhaba, sizi yeni keşfettim, takipteyim, bana da beklerim,
    http://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşgelmişsin Dünyama...
      Hemen ben de sana geliyorum ..))

      Sil