Sayfalar

27 Aralık 2015 Pazar

Öfkelenince neden bağırırız?





Öfkelenince neden bağırırız?

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde 

bağıran bir aile görmüş. 

Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. 


Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama 
öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi 

daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş.




Öğrencilerden ses çıkmayınca anlatmaya başlamış: “İki 
insan birbirine öfkelendiği zaman, 


kalpleri birbirinden uzaklaşır. Bu uzak mesafeden birbirlerinin kalplerine seslerini 


duyurabilmek için bağırmak zorunda kalırlar. Ne kadar çok öfkelenirlerse, arada açılan 


mesafeyi kapatabilmek için o kadar çok bağırmaları gerekir.”

“Peki, iki insan birbirini sevdiğinde ne olur? Birbirlerine 
bağırmak yerine sakince 


konuşurlar, çünkü kalpleri birbirine yakındır, arada mesafe ya yoktur ya da çok azdır. 
Peki, iki insan birbirini daha da fazla severse ne olur? Artık konuşmazlar, sadece 

fısıldaşırlar çünkü kalpleri birbirlerine daha da yakınlaşmıştır. Artık bir süre sonra 


konuşmalarına bile gerek kalmaz, sadece birbirlerine bakmaları yeterli olur. İşte birbirini 


gerçek anlamda seven iki insanın yakınlığı böyle bir şeydir.”

Daha sonra ermiş öğrencilerine bakarak şöyle devam etmiş:
 “Bu nedenle tartıştığınız zaman kalplerinizin arasına mesafe girmesine izin vermeyin. 

Aranıza mesafe koyacak sözcüklerden uzak durun. Aksi takdirde mesafenin arttığı 
öyle bir gün gelir ki, geriye dönüp birbirinize yakınlaşacak yolu bulamayabilirsiniz.”


2 yorum: