Sayfalar

3 Mart 2018 Cumartesi

Sümbül Çiçeğinin Hikayesi



Dünden beri evim müthiş güzel kokuyor. 
Temizlik mi yaptım 
Hayırrrr...
İlkbaharın habercisi olan Sümbüllerim sayesinde tabikiii..
Bakımı kolay bir bitki...
Nette aranırken sümbül çiçeğinin hikayesi dikkatimi çekti.
Şimdiye kadar hiç duymamıştım. 
Sizlerle de paylaşmak istedim bu güzel hikayeyi.



Sümbül Çiçeğinin Hikayesi

Anlatılana göre Yunan mitolojisinde sümbül çiçeği (Hyacinthus), Kral Amyklos’un, yeniden doğuşu simgeleyen Hyakintos adındaki çok yakışıklı bir delikanlı olan oğlundan gelmektedir. Onun bu güzelliği müziğin, sanatların, güneşin, ateşin ve şiirin tanrısı Apollon‘un dikkatinden kaçmamıştır ve ona aşk ile bağlanmıştır.
Ancak Batı Rüzgarı olarak bilinen Zephyr  (Zephiros) de Hyakintos’u sevmektedir. Onun bu güzelliği Apollon ve Zephiros arasında kavgaya yol açar. Hyakintos’un  Apollon ile vakit geçirmesine katlanamayan adeta kıskançlıktan deliye dönen Zephiros, ona hastalık derecesinde bağlanır ve esas görevlerini yerine getirmeyi bırakır.
Bir gün Apollo ve Hyakintos disk atma oynarken güçlerini kullanarak diskin hareket yönünü değiştirir ancak disk Hyakinthos’a çarpar ve onun ölümüne yol açar. Bu hüzün ve aşkla Apollon şu sözleri söyler


” Ey sevgili çocuk, ölüyorsun, senin taze ve güzel gençliğini ben kendi ellerimle yıktım, yok ettim. Madem ki ben seninle mezara, yer altına gelemiyorum, madem ki benim yerim göklerdedir, istiyorum ki seni kendim gibi bir ölümsüz yapayım. İstiyorum ki seni, neşeli ve kudretli olduğum zamanlarda görebileyim, ışıklarımla seni okşayayım, koklayayım. Onun için seni çiçek yapacağım. Sen yaşayacaksın. Ben dünyaya yaklaştığım ve ilkbahar kara kışı bozguna uğrattığı zaman sen topraktan baş kaldıracak fışkıracaksın…” bu sözlerden sonra Hyakinthos’un kanının düştüğü yerden bir sümbül boy verir.

https://blog.ciceksepeti.com/sumbul-bakimi/




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder