Sayfalar

12 Haziran 2019 Çarşamba

Dünyanın Her Yerini Saran Enerji Kanalları Ley Hatları

LEY HATLARI: YERYÜZÜNDEKİ ENERJİ KANALLARI
Hiç düşündünüz mü? Bir köyden geçerken ya da bir patika yolu kullanırken bu yolu kimin açtığını ve insanların sorgusuz bir şekilde neden bu yolu kullandığını? Birçoğumuz bir yoldan geçerken yolun sadece bir tarafında insanların yoğun olduğunu fark etmişizdir peki bu sizce bir tesadüf mü? Dünya genelinde yoğun bir şekilde kullanılan yollar ve mekânlar ne anlama geliyor, insanların çoğunluğu neden hep aynı yolları ve mekânları tercih ediyor, gelin şimdi bu konuyu biraz daha yakından inceleyelim.
Yazının tamamını okumak yerine videoyu da izleyebilirsiniz.


1921 yılında İngiliz Arkeolog Alfred Watkins Britanya da kullanılan yollara rehberlik eden Eski Roma yollarını incelemek üzere çalışmalar yapıyordu.

Bu yolları incelerken ilginç bir şeyle karşılaştı, araştırdığı yolların eski uygarlıkların yapmış olduğu yollar üzerine kurulduğunu fark etti. Çünkü watkins’e göre bu yollar gelişi güzel seçilmemişti. Yani tarihin farklı dönemlerinde yaşamış olan başka medeniyetler tuhaf bir şekilde görünmeyen bir yol akışını aynı biçimde kullanmışlardı.
Bir uygarlığın yerine kurulan yeni medeniyet, aradan yüzyıllar geçmiş olsa bile bu noktalara sadık kalarak yapılarını aynı konumlara yapmayı tercih etmişlerdi. Ley hatlarının bulunduğu istikamette ana yollarını kuruyorlar ve bu yoldan adeta enerji kaynağı gibi ayrılmıyorlardı. Bu belirli hatlara ise özellikle kutsal olan mabetlerini ya da toplu olarak bir araya geldiklerinde kullanacakları hipodrom ve arenaları bu noktalara yapıyorlardı.
Ley Hatları dünyayı tamamen saran manyetik alan çizgilerine verilen addır. Watkins bu hatları literatüre geçirirken toprağın temizlik şeritleri ve çayır bölgeleri anlamını da taşıyan “ley” kelimesini kullandı.
Ley Hatları teorisinin en ilginç olan kısmı ise İnsanlık tarihi boyunca inşa edilmiş olan ünlü kutsal mekânların mimarları bu hatları büyük bir hassasiyetle bulmuş ve yapıtları o noktalar üzerine kurmuşlardır. Bu bir tesadüf mü yoksa bilinçli bir şekilde mi yapılıyordu bilemiyoruz.
Arkeolog Watkins, faydalandığı antik haritalar ile çatal çubuk denilen antik bir yöntemle Ley hatlarını belirledi. Bu sayede günümüz modern haritalarında görünmeyen, toprak altında kalmış olan bu antik kalıntılara ulaşmayı başardı.
Daha sonraları araştırmalarını biraz daha derinleştirdi ve bu tarihi yapılar adeta bir zincir şeklinde Avrupa’da belirli bir alan boyunca gidiyordu. Kelt medeniyetinin rahipleri olan Druidler, kutsal ve ulvi inanışlarından dolayı dünyadaki bu stratejik noktalara kutsal tapınaklarını özellikle inşa etmişlerdi. bunun yanı sıra kurban bölgeleri, dinlenme alanları ve toplanma yerlerini de bu noktalar üzerine kurmuşlardı.
Yüzyıllar sonra gelen yeni medeniyetlerde daha önceki medeniyetlerin kurmuş olduğu tapınakları yeni ibadet yerleri olarak belirlemişlerdi, örneğin ülkemizde de daha önce kilise olarak kullanılmış ve sonraları camiye çevrilmiş birçok yer bulunmaktadır, mesela Ayasofya şimdilerde müze olarak kullanılsa da ilk zamanlarda kilise ardından 482 yıl cami olarak kullanılmıştır.
Bir inanışa göre ley hatları kutsal bir geometri teorisi olarak bilinmekte ve eğer bu yapılar uyumlu bir şekilde inşa edilirse bir yıldız kapısı oluşturmaktadır. Bu kapılar ise başka metafizik âlemlere açılan birer geçit olabilmektedir.
İskoçya topraklarında bulunan Avebury bölgesi Stonehenge in yakınlarında bulunan ancak Stonehenge’den daha geniş bir dizilimin gözlemlendiği Ley hattı noktasıdır. Druidler ile Keltler’in kurduğu düşünülen bu nokta, sanki bir insan omurga kemiği düzeneğini andırıyor. Bu taş yapıtlar, megalitleri, altarları, dolmenleri ve menhirleri ard arda dizmeleri ile meydana getirilen muhteşem bir hat olarak bilinmektedir.
Alfred Watkins ley hatlarıyla ilgili olarak “Dümdüz Uzanan Eski iz” adlı bir kitap yazdı. Kara üze­rinde boydan boya uzanıp doğrudan tepelere çıkan böyle izlerin bulunduğunu ve bunların ateş kuleleri, dikili taş­lar, kayın ağacı kümeleri ile işaretlendiğini keşfetti.
Özellikle Piramitler bu hatlar üzerine yapılan en bilindik yapılar olarak karşımıza çıkmaktadır. Amerika kıtasında Mexico’dan başlayan ve Çin’e kadar uzanan piramitler serisi de bu zincirin birer parçası olarak düşünülüyor.
Krallar vadisine dek uzanan piramitler, bir seri halinde uzanmakta hatta Anadolu’daki höyüklerin de bir kısmı bu piramitlerin minyatürü olarak karşımıza çıkmaktadır. Çin’de gizlenen piramitler ise bunlardan sadece bir kısmıdır. Hatta Anadolu topraklarından geçen ley hatları üzerindeki yapılar için “Anadolu ikizkenar üçgeni” tarifi kullanılır.
Antik Çin halkının “ejderha patikaları” olarak isimlendirdiği bu hatlar, önceleri toprak falcılığı, günümüzde ise Feng Shui bilimi olarak bilinir. Mesela, bir ev inşa edileceği zaman, toprak falcıları gelir o yerin enerjisinin iyi ya da kötü olduğuna karar vererek ev yapılmaya uygun bir alan olup olmadığını söylerdi.
Bir takım alet ve yöntemle belirlenen kara akım geçitleri, insanı huzursuzluktan ölümcül hastalıklara kadar sürükleyebilmektedir. Bu yüzden evin nerede inşa edileceği son derece önemlidir. Devasa büyüklükteki Çin seddi binlerce yıldır devam eden sağlıklı akışın ve enerjilerin temel kaynağıdır.
Çinliler sağlıklı, şanslı ve başarılı bir yaşam için bu binaların yapımını önemser ve binalarında enerjilerini ejderha çizgilerinden aldığına inanır.
Birçok tedavi için kullanılan akupunktur yöntemi ile çinliler, insanların yaşam enerjilerinin ve bu enerjilerin geçtiği noktaları bir şekilde öğrenmişler, hangi organın enerji noktasından geçtiğini biliyorlar. Mesela kulak memesinden yola çıkarak bedendeki hangi noktada problem ve tıkanıklık olduğunu çok küçük iğnelerle saptıyor ve doğru dengeyi kuruyorlar.
Eski medeniyetlerde ise hemen hemen her şehire inşa edilen dikili taşlar ise, tıpkı akupunktur yöntemi gibi dünyanın enerji akışlarını dengelemek amacı ile kurulmuş izlenimi veriyor.
Peruda bulunan ve sadece havadan bakıldığında görülen bu çizgiler, binlerce yıl önce yapılmış, neden ve nasıl yapıldığı ise hala merak ediliyor, ancak bazı arkeologlar bu şekillerin, ley hatları ile ilişkili olabileceğini düşünüyor, kim bilir belki de bu şekiller, ley hatlarının enerji noktalarıdır, şimdilik bunu bilemiyoruz.
Ley hatları ve enerji akışı hayvanlar aleminde de görülüyor.
Örneğin Balıklar, göçmen kuşlar su bulmak ya da göç etmek için kilometrelerce yol kat eden diğer hayvanlar, hep aynı istikamet üzerine gidiyorlar ve yolları bellidir, daha önce hangi yolu kullandılarsa yine o yol üzerinde giderler. Daha önce hiç gitmediği bir noktaya kusursuz bir şekilde ulaşan bu hayvanlar, gerçekten manyetik bir hat üzerinde mi ilerliyor, yoksa bir ley hattı üzerinde oluşan enerji frekansı üzerinde mi yol alıyor.
Günümüzde koordinatları belirlemek için kullandığımız enlem ve boylam çizgileri paralel ve meridyenler olarak ta biliniyor. Meridyenler iki kutupta birleşiyor. Oysa Piri Reis’in haritalarında enlem ve boylam çizgileri yerine, istikamet açılarıyla kilit noktalarda birleşen farklı çizgiler kullanılmış. Bu çizgiler “Enerji Izgaraları” olarak adlandırılıyor. Yani çizgilerin birleştiği kilit noktalar, dünyanın enerji hatları ve kesişim noktaları ley hatları ile uyuşuyor.
Yaşadığımız gezegen, yaşam enerjisini güneş ve diğer galaksi sistemlerine bağlı olduğu düşünülen bu Ley hatlarından alıyor. Tıpkı göbek bağı ile annesine bağlı olan bir bebek gibi Ley hatlarının akışı da yıldızların etkileri ve gezegenlerin hayatlarını birleştiriyor. Bu sayede Mısır piramitlerinin belirli odalarının gördüğü Sirius gibi yıldızlar da afaki mesafelere rağmen doğal bir bağ ile dünyaya bağlanıyordu. Tabi ki bu görünmeyen hatlar sayesinde.
Peki, kutsal dinler için günümüzde de hala çok önemli sayılan Kudüs tapınağı  ve Kabe’de bu gizemli noktalarda mı bulunuyor? İddialara göre öyle olduğuna inanılan bu noktalarda yalnızca toprak üzerindeki hatların değil, gökteki hatların da kesişim noktasında bulunduğu düşünülüyor. Bu yapıların etrafında dönerek yapılan ayinler ve ibadetler canlıların kıble gibi yönlerden hayatın akışına dâhil olarak kendisini beslemesi ve temizlemesini sağlıyor.
Peki enerji noktaları nasıl bulunuyor? Özellikle ruhsal olarak farklı donanımlarda olan bazı insanlar ilkel bir yöntem olarak bilinen, çatal çubuk yöntemini kullanıyordu. Yani bir nevi toprağın altında su bulmak için yaptıkları bir yöntem ile enerji akışını görmeye çalışıyorlardı. Başta da söylediğimiz gibi ley hatları teorisini ortaya atan Arkeolog Watkins de zaten bu yöntemi kullanmıştı.
Bu yönteme göre kişi elinde serbest bir biçimde tuttuğu cisimle yürümekteyken kendi Aura bölgesinde aradığı şeyi bulunca ani bir refleks ile elindeki  cismi kontrol dışı büküyordu. Günümüz modern dünyasında çoğumuza pek inandırıcı gelmeyen bu yöntemle Rusya yıllarca petrol ve maden yataklarını keşfetmiş ve Amerika’nın uydu sistemlerini kullanarak milyonlarca dolar maliyetle elde ettiği kaynakları çok daha ucuza mal ettiği söylenir.
Enerji Hatlarının bulunmasında kullanılan bir diğer yöntem ise sarkaç yöntemiydi. Bu yolla insanlar bir evin hangi noktada daha huzurlu ve sağlıklı olabileceğine karar veriyordu. Bu yöntem en basit haliyle Türk toplumlarında hamile kadınların karınlarının üzerinde ipe bağlı bir yüzük sallayarak cinsiyet tahmini yaptığı yönteme benzetilebilir.
Dünyada fiziki ve pisişik enerjinin yoğun olduğu bölgeler
1- Orta Asya. Özellikle de Tibette. Gobi ve Doğu Türkistan üçgeni arasında kalan bölge.
2-Mısırda piramitlerin olduğu bölge
3- Orta Amerika- (Meksika)
4- Arjantin’in Kuzey kısmı ve
5- Anadolu’dur
Mitolojilerde adı geçen kutsal nehirlerin gerçekte ley hatlarının haritasını ifade ettiği söyleniyor. İşte bu enerjiden haberdar olan tarihteki insanlar kıtalarında ayrılmak zorunda olduklarında tesadüfen bir noktaya gitmemişler bu hatların yoğunlukta olduğu noktaları tercih etmişlerdir. Mesela Anadolu topraklarında bu alanlar Urfa, Efes, Uludağ, İstanbul’un birçok noktasına denk gelmektedir. Tam olarak hala günümüzde bu noktaların işlevini sürdürdüğü bilinmese de birçok yerde küçüklü büyüklü bölgeler keşfedilmeye devam ediyor.

https://ekstrembilgi.com/metafizik/ley-hatlari/
https://www.mynet.com/catal-cubukla-1-saatte-su-buluyor-110100365812
http://www.kanaga.tv/tr/mekanlar/ley-hatlari.html

2 yorum: