Sayfalar

25 Ocak 2021 Pazartesi

İklim değişikliği diyeti: Klimataryen nedir, nasıl olunur?

 

Eğer yediklerinizi iklim değişikliğine yönelik etkilerini göze alarak seçiyorsanız; gıdanın kat ettiği yolu azaltmak için yerel gıdayı tercih ediyor, sera gazı salımını azaltmak için kırmızı et yerine tavuk ya da deniz ürünlerini tercih ediyor ve gıda atığını sınırlandırmak için ürünlerin yenebilecek her parçasını; elmanın ortasını, peynirin kabuğunu bile kullanıyorsanız, kutlarız siz bir klimataryensiniz.



Klimataryen, yakın zamanlarda New York Times’ın “2015’in Yiyecekler ile Alakalı En İyi Kelimeler” listesinde kendini gösterdi. New York Times, klimataryen diyetinin iklim değişikliğinin etkilerini tersine döndürmek amaçlı ortaya çıktığını belirtiyor.

Vejetaryen kelimesinden çok da uzak bir kelime olmadığından daha önce kullanılan klimataryen kelimesi, aslında 2009’da ilk defa Audubon dergisinde 2009 yılında yeni yılda alınabilecek yeni bir karar olarak gösterilmiş. 2015 yılında ise bu kelime popülerliğini iklim değişikliğinin etkilerini ve çözümlerini göstermek üzere yola çıkmış bir sosyal ağ olan Climates hareketine borçlu.

7654321(1)

Klimataryen diyetinin mantığını, yukarıdaki grafikten biraz çözebilirsiniz. 93 farklı gıda ürününü inceleyen Oxford Üniversitesi’nin araştırmasını baz alan bu grafik, klimataryenler için hangi gıda ürünlerini seçecekleri konusunda bir rehber görevi görüyor.

10 kg’ın altına karbondioksit gazı salımına sebep olan ürünleri tercih etmeye çalışan klimataryenler kahve gibi ürünlere de dikkatli yaklaşıyor. Özellikle kırmızı et, 60 ile 70 kg arasında sera gazı salımı yaptığından tüketilmemesi gereken ürünler listesinin en başında bulunuyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün de yaptığı açıklamalar ile kırmızı ve işlenmiş eti yemenin kanser ve kalp rahatsızlıkları riskini artırdığını biliyoruz, bu yüzden klimataryen diyetinde kırmızı etin yeri çok azken, işlenmiş ürünler de tercih edilmiyor.

8765432(3)

Deniz ürünleri tercih edilirken ise, balık stokları göz önünde buludurularak, sürdürülebilir balıkçılığı öne çıkaran üreticilerden ürün alınması tavsiye ediliyor. Örnek olarak, sarıkanat ve çinekop gibi balıklar lüferin yavrusu olduğundan ve bu balığın geleceğini tehlikeye sokabileceğinden seçilmiyor.

Klimataryen diyet; diğer ürünlerde ise, yerel, mevsimine göre taze ürünler alınmasını, özellikle ülke dışından gelen donmuş yiyeceklerin alınmamasını tavsiye ediyor. Çünkü, gıdanın işlenmesi ve paketlenmesi küresel sera gazı salımının %10’una denk gelirken, aynı gıdanın taşınması, saklanması ile sonunda israf edilmesi ise küresel sera gazı salımının %20’sini oluşturuyor.



Bu yüzden, klimataryen diyetin en önemli noktalarından biri ise gıda israfı. Climates, son kullanma tarihlerinin genelde iyi bir belirleyici olduğunu ama çoğu gıdanın o tarihten sonra da yenebilir durumda olduğunu savunuyor.

Bu konuda gene de çok dikkat edilmesini öneren grup; az miktarda, ihtiyaca göre ürün alınarak beslenilmesini tavsiye ediyor. Özellikle et ürünlerinin israfı öne çıkarılıyor, çünkü 1 kg’lık bir kemiksiz etin israf edilmesi, 24 kg buğdayın israf edilmesi ile aynı etkiye yol açıyor.

8765432(2)(1)

İklim değişikliğinin etkileri ile gelecek yıllarda birçok değişiklik olacak; yediğimiz yiyecekler, kullandığımız terimler değişecek. Tarihçilerin, et aşkımızın bizi nasıl bir kıyamete sürüklediğini gördüklerinde nasıl bir tepki vereceklerini bilemiyoruz.

O yüzden, klimataryen diyeti bazıları için yeterli gözükmese bile, iklim değişikliğini odak noktasına alan bir diyetin ortaya çıkması ve kendi terimini yaratması çok güzel bir haber.Tabii ki, burada önemli olan her yeni trend ve hatta her diyet gibi klimataryen diyetin geçici bir heves olmaması ve vejetaryen ve veganlıkla beraber yaşayan, hatta belki onlara geçiş noktası sağlayan bir yaşam tarzı olması

KAYNAK: İklim değişikliği diyeti: Klimataryen nedir, nasıl olunur? – Yeşilist | Herkes için yeşil (yesilist.com)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder