Hangi matara: Alüminyum, çelik, cam, plastik
Tek kullanımlık plastik şişelerin çevreye ve insan sağlığına olan zararı uzun zaman önce ispatlandı ve bunlara alternatif olarak tekrar kullanılabilir mataralar ve şişeler yakın zamanda oldukça popüler oldu. Ancak özellikle BPA’sız plastiğin de zararsız olmadığı ortaya çıktığından beri hangi çeşit matarayı tercih etmek gerektiği birçok kişi için büyük bir sorun haline geldi. Biz de matara çeşitlerinin artılarını ve eksilerini yazmaya ve en uygun mataranın hangisi olduğunu araştırmaya karar verdik.
1. Plastik mataralar
Öncelikle, hafif ve dayanıklı olmalarından ve uzun süre zarasız oldukları düşünüldüğünden dolayı çok tercih edilen BPA (Bisphenol A) içermeyen plastikten üretilmiş mataralardan başlayalım. Yakın zamanda BPA’sız plastiğin BPA’lı olan kadar sağlığa zararlı olduğuna dair bir yazı paylaşmıştık.
1. Plastik mataralar
Öncelikle, hafif ve dayanıklı olmalarından ve uzun süre zarasız oldukları düşünüldüğünden dolayı çok tercih edilen BPA (Bisphenol A) içermeyen plastikten üretilmiş mataralardan başlayalım. Yakın zamanda BPA’sız plastiğin BPA’lı olan kadar sağlığa zararlı olduğuna dair bir yazı paylaşmıştık.
BPA, plastikte bulunan zararlı kimyasallardan en çok bilineni. Aslında sadece plastik şişeler yoluyla değil gün içinde farklı şekillerde bu kimyasala maruz kalıyoruz. BPA vücuda girdiğinde östrojen hormonunu taklit ediyor ve üreme sisteminde bozukluklar, obezite hatta depresyon gibi birçok hastalığa neden oluyor ve çeşitli kanser risklerini artırıyor.
Bu yüzden maruz kaldığımız BPA miktarını ne kadar aza indirirsek sağlığımız için o kadar iyi. Bunun da en kolay yolu her gün su içtiğimiz kabı bu maddenin bulunmadığı ürünlerden seçmek. Ancak son araştırmalar, BPA içermeyen mataralarda bu madde yerine kullanılan kimyasalların BPA ile benzer etki yaptığını ortaya koydu.
Environmental Health Journal’da yayınlanan bir makalede BPA’sız olarak üretilen plastikte bulunan maddelerin östrojen hormonunu aktive edip etmediği araştırılmış. Araştırmanın sonucunda çoğu BPA’ sız ürünün BPA’lı üründen daha çok östrojen taklidi yapan kimyasal içerdiği ortaya çıkmış.
Environmental Health Journal’da yayınlanan bir makalede BPA’sız olarak üretilen plastikte bulunan maddelerin östrojen hormonunu aktive edip etmediği araştırılmış. Araştırmanın sonucunda çoğu BPA’ sız ürünün BPA’lı üründen daha çok östrojen taklidi yapan kimyasal içerdiği ortaya çıkmış.
Bu ürünlerde ilk başta bu zararlı kimyasalların salınımı gerçekleşmese de, güneşte bulunan UV ışınlar ve mikrodalga ışınları gibi ısı ışınlarına maruz kaldıktan sonra bu kimyasalların salımının gerçekleştiği ortaya çıkmış. Sadece birkaç markanın ürünlerinde ışınlara maruz kalmadan önce ve kaldıktan sonra kimyasal salınımı gerçekleşmemiş.
Ancak hiçbir çalışma bunların da tamamen güvenli olduğunu söyleyemiyor. Çünkü farklı plastik ürünlerden, farklı miktarlarda, farklı zararlı kimyasalların salınımı gerçekleşebiliyor ve her madde için ayrı araştırma yapılmış değil. Bu nedenle biz, BPA’lı veya BPA’sız, hiçbir plastik matarayı önermiyoruz.
2. Alüminyum mataralar
Tek kullanımlık su şişelerine bir diğer alternatif ise alüminyum mataralar. Alüminyum mataralar hafif olmaları ve şık tasarımlarıyla oldukça popüler olmuş durumda ancak bu mataralar da pek masum değil. Fazla maruz kalındığında vücutta biriken ve çeşitli rahatsızlıklara sebep olan alüminyumun sıvıya temas etmemesi için bu mataraların içi kaplanıyor.
Son zamanlarda yapılan araştırmalar alüminyum mataraların iç kaplamasında da plastik kullanıldığını ortaya koydu. Çoğu alüminyum matara üreten marka özellikle BPA’sız plastikle kaplama yaptıklarını belirtiyor ancak BPA’sız plastik de BPA’lı plastik kadar zaralı olduğu için alüminyum mataraların kullanımını önermiyoruz.
Üstelik, alüminyum mataralar sadece kullanan kişinin sağlığına zarar vermiyor, bu maddenin üretimi sırasında çevre de çok fazla zarar görüyor ve alüminyum çıkartılan yerlere yakın yaşayan kişilerde alüminyuma maruz kalmalarından dolayı ciddi sağlık problemleri oluşuyor.
Plastik ve alüminyuma göre çok daha iyi bir seçenek var; paslanmaz çelik. Çelik mataralar alüminyumlara göre biraz daha ağır olsa da, kolayca taşınabilecek ağırlıkta. Ancak çelik matara kullanan birçok kişi suya geçen çelik tadından şikayetçi. Aslında bunun iyi bir şey olduğunu söyleyebiliriz çünkü bu, plastik kaplama olmadığının göstergesi.
Yine de çelik tadı sudan alınan keyfi düşürüyor. Bu tattan matarayı defalarca yıkayıp, bir gün boyunca içinde su bekleterek hemen hemen tamamen kurtulmak mümkün. Çelik mataranın bir diğer güzel özelliği ise çoğu markanın ürününün bulaşık makinasında yıkanabilmesi. Ancak bulaşık makinasında yıkanabilir ibaresi bulunmasına dikkat etmek gerekiyor.
4. Cam şişe ve matalar
4. Cam şişe ve matalar
Bütün bu seçenekler arasında en sağlıklısı ve kullanımı en keyifli olanı ise cam şişe ve mataralar. Üstüne bir de temizlemesi çok daha kolay. Cam matara ve şişenizi iç rahatlığıyla bulaşık makinasında yıkayabilirsiniz. Ancak kırılma ihtimali ve ağır olmasından dolayı çoğu kişi tarafından tercih edilmiyor.
Ağırlık konusunda yapacak bir şey yok gibi, sağlık için biraz daha fazla ağırlık taşımak göze alınabilir fakat kırılmaması için birçok çözüm mevcut. Çeşitli markalar dışı plastik veya silikonla kaplanmış ürünler üretmekte. Bu mataraları birçok alışveriş sitesinden sipariş etmek mümkün.
Bunun dışında herhangi bir cam mataraya veya şişeye evde kalın kumaştan yaptığınız sünger veya pamuk dolgulu kılıfı takarak, mataranızı ve şişenizi kırılmaya karşı koruyabilirsiniz. Hem bu şekilde su şişeniz size özel gözükecektir.
Sonuç olarak bu dört seçenek arasından çelik ve cam hem çevre hem de sağlık için en uygun olanları. Çelik hafif ve daha dayanıklı olduğundan gün içinde bir yere giderken kullanmak için daha kullanışlı olabilir. Diğer yandan, cam şişe ve mataradan içmesi daha keyifli ancak onun da ağır olması gün içersinde taşımayı zorlaştırıyor. Hafif, dayanıklı ama biraz daha az zevkli bir su içimi sağlayan çelik mi, ağır ama daha keyifli içim sağlayan cam mı, tercih sizin.
Ancak mataramızı sağlıklı ve çevre dostu seçmemiz su ile ilgili bütün sorunlarımızı çözmüyor çünkü özellikle İstanbul’da ve Türkiye’nin birçok şehrinde çeşmelerden akan su, içmeye uygun değil ve maalesef çoğumuz içme suyumuzu plastik damacanalardan temin etmek zorunda kalıyoruz.
Defalarca kullanılan damacanalar zamanla çizildiğinden zararlı kimyasalların suya karışması kolaylaşıyor ve sonuçta plastik mataradan geçenden çok daha fazla zararlı kimyasal suya geçebiliyor. Bu noktada bir alternatif şimdilerde oldukça yaygınlaşan cam damacanalar olabilir.
Cam damacanada satılan sular aslında plastikte satılanlara göre çok da pahalı değil. Verilen depozito biraz fazla olsa da, bizce bu sağlık için verilebilecek bir miktar. Plastik damacanalara bir diğer alternatif ise musluğa filtre takmak olabilir.
Filtre takıp çeşme suyu tüketmek hem su masrafını önemli ölçüde düşürecek hem de plastik veya camın üretilmesi ve taşınması sırasında oluşan çevre zararlarını yok edecektir. Fakat filtre seçerken suyu gerçekten temizleyip temizlemediğine, veya suda bulunan gerekli mineralleri yok edip etmediğine dikkat etmek gerekiyor.
Herkesin şehirdeki bütün çeşmelerden rahatlıkla su içebilmesi hepimizin asıl isteği ancak bu şartlarda en iyi seçenek cam damacana veya filtre kullanmak ve pet şişeler yerine çelik veya cam mataralar tercih etmek gibi görünüyor.
Bunun dışında, içilebilir çeşme suyu talep eden Su Hakkı oluşumunun geçtiğimiz Aralık ayından beri yürüttüğü “Susarak Yaşanmaz, Susuz Hiç Yaşanmaz” imza kampanyasını imzalayarak, su hakkının kazanılmasına katkı sağlayabilirsiniz. Kampanya hakkında yazdığımız yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Herkesin temiz ve sağlıklı içme suyuna ulaşabildiği günlere.
KAYNAK : www.yesilist.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder