Kendinizi Muayene Edin ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR Memenizi tanımak demek, memenizin nasıl göründüğünü ve nasıl hissettiğinizi bilmek demektir. Sizin için normal olanı bilirseniz, en ufak bir değişikliği farketmeniz kolaylaşacaktır. Her ay kendinizi muayene ederek memenizi tanıyın. Görsel bilgilendirmeye ; https://www.kadinlarkulubu. adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz Kadinlar Kulübü |
Sıkça Sorulan Sorular
Kendinizi Muayene EdinERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR
Memenizi tanımak demek, memenizin nasıl göründüğünü ve nasıl hissettiğinizi bilmek demektir. Sizin için normal olanı bilirseniz, en ufak bir değişikliği farketmeniz kolaylaşacaktır. Her ay kendinizi muayene ederek memenizi tanıyın. Bir değişiklik farkederseniz meme hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir Genel Cerrahi uzmanına başvurun.
Sıkça Sorulan Sorular
Memede kitle bulmak meme kanseri olduğunuz anlamına mı gelir ?
Her 10 kitleden 8' i kanser değildir. Eğer memenizde sürekli bir kitle veya değişiklik hissederseniz bir an önce doktora görünmelisiniz. Çoğu zaman kadınlar korkuları yüzünden düzenli sağlık kontrolü yapmazlar. Bazen kadınlar karşılaşacakları şeylerden korktukları için tedaviden uzak dururlar. Aylık kendi kendinize kontrollerle, düzenli doktor ziyaretleri ve düzenli mamografi çekimleriyle kendi sağlığınızla ilgilenin.
Meme kanseri sadece yaşlı kadınları mı etkiler?
Yaş ile birlikte meme kanseri riskinin arttığı doğru olmakla birlikte, meme kanseri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Doğumdan 39 yaşına kadar her 231 kadından biri meme kanserine yakalanır (risk <=/%0.5); 40-59 yaşları arasında bu olasılık 25'te 1'dir (%4 risk); 60-79 yaş arasında ise 15'te 1'dir (yaklaşık %7). Doksan yaşına kadar yaşayacağınız varsayılırsa, hayatınız boyunca meme kanserine yakalanma olasılığınız 7'de 1'dir. Bu da genel yaşam boyu riskinizin %14.3 olduğu anlamına gelir.
Meme kanseri açısından bir risk faktörü taşımanız, kesinlikle hastalanacağınız anlamına mı gelir?
Meme kanseri geni anormalliği gibi en kuvvetli risk faktörlerinden birini taşıyor olsanız bile meme kanserine yakalanmanız kesin değildir. Kalıtsal BRCA1 veya BRCA2 genetik bozuklukları taşıyan kadınların tüm yaşamları boyunca %40-80'inde meme kanseri ortaya çıkmakta; %20-60'ında ise meme kanseri görülmemektedir. Diğer tüm risk faktörlerinin meme kanserine yol açma olasılıkları daha düşüktür.
Ailenizde meme kanseri geçmişi yoksa hastalanmayacağınız anlamına mı gelir?
Her kadın biraz meme kanseri riski taşır. Meme kanserine yakalanan kadınların %80'inin aile öyküsünde meme kanseri yoktur. Yaş -hayatın yıpratması- meme kanseri için bilinen tek başına en önemli risk faktörüdür. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda risk biraz artabilir, çok artabilir veya değişmeyebilir. Bu konuda kaygılarınız varsa doktorunuzla veya bir genetik danışman ile aile öykünüzü görüşünüz. Boşuna endişeleniyor olabilirsiniz.
Sadece annenizin ailesindeki meme kanserleri sizin riskinizi arttırır mı?
Annenizin veya babanızın ailesinde meme kanseri öyküsü olması sizin riskinizi eşit olarak etkiler. Bunun sebebi, genlerinizin yarısının anneden, yarısının babadan gelmesidir. Ancak meme kanseri geni bozukluğu bulunan bir erkekte meme kanseri gelişme riski, aynı geni taşıyan bir kadındakinden daha düşüktür. Bu nedenle, babanızın aile öyküsü hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, baba tarafınızdaki erkekleri değil, esas olarak kadınları incelemeniz gerekir.
Deodorant/ Ter önleyici kullanmak meme kanserine yol açar mı?
Koltukaltı bölgesine uygulanan ter önleyici veya azaltıcılarda bulunan aktif maddelerin meme kanseri riskini arttırdığını gösteren herhangi bir bulgu yoktur. Meme kanseri ile ter önleyiciler arasında ortaya atılan ilişki, anatomi ve meme kanseri hakkındaki yanlış bilgilere dayanmaktadır.
Doğum kontrol hapları meme kanserine yol açar mı?
Günümüzdeki modern doğum kontrol hapları düşük dozda östrojen ve progesteron hormonları içerir. Yapılan birçok araştırmada doğum kontrol hapları ile meme kanseri riski artışı arasında bir ilişki bulunamamıştır. Ancak, birçok farklı çalışmanın sonuçlarının birleştirildiği bir çalışmada, doğum kontrol hapları ile meme kanseri riskinde küçük bir artış arasında ilişki saptanmıştır. Aynı çalışmada ayrıca, riskteki bu hafif artışın zamanla azaldığı gösterilmiştir. On yılın sonunda, doğum kontrol hapları ile meme kanseri riski artışı arasında bir ilişki kurulamamaktadır. Doğum kontrol haplarının yararları da vardır :
- Yumurtalık ve endometrium kanseri riskinde azalma,
- Adet bozuklukları, pelvik iltihabi hastalık ve yumurtalık kistlerinin iyileştirilmesi,
- Kemik mineral yoğunluğunun düzeltilmesi.
Herhangi bir ilaç kullanırken, riskleri ve yararları değerlendirerek kendiniz için en iyi kararı vermeniz gerekir.
Yüksek yağ içeren besinler tüketilmesi meme kanserine yol açar mı?
Yapılan birçok büyük çalışmada, yüksek yağlı besinler tüketilmesi ile meme kanseri riskinde artış arasında açık bir ilişki gösterilememiştir. Halen devam eden araştırmalarda bu konunun açığa kavuşturulmasına çalışılmaktadır. Yüksek yağ içeren yiyeceklerden uzak durulmasının başka nedenlerle sağlıklı bir seçim olduğu söylenebilir : "kötü" kolesterolün (düşük yoğunluklu lipoproteinler) azaltılması, iyi kolesterolün (yüksek yoğunluklu lipoproteinler) arttırılması; daha sağlıklı besinler tüketme fırsatı oluşturması ve kilo kontrolüne yardımcı olması. Aşırı kilo meme kanseri için bir risk oluşturmaktadır; çünkü fazla yağ, yumurtalıklar dışındaki östrojen üretimini arttırmakta ve vücuttaki genel östrojen düzeyinin yükselmesine yol açmaktadır. Eğer kiloluysanız veya kolayca kilo almaya meyilliyseniz yüksek yağ içeren besinlerden uzak durmanız iyi bir fikirdir.
Ayda bir yapılan kendi kendine meme muayenesi meme kanseri tanısı için en iyi yöntem midir?
Yüksek kaliteli mamografi, meme kanserinin mümkün olduğunca erken, tedavi edilebilirliğinin en yüksek olduğu dönemde yakalanması için en güvenilir yöntemdir. Meme kanseri hissedilebilir duruma geldiğinde genellikle mamografide saptanabilecek boyuttan daha büyüktür. Yine de kendi kendinize veya bir uzman tarafından yapılan meme muayenesi çok önemlidir. Meme kanserlerinin yaklaşık %25'i sadece meme muayenesiyle (mamogramla değil), yaklaşık %35'i sadece mamografi ile ve %40'ı ise hem fizik muayene hem de mamografi ile saptanmaktadır. Her iki önlemi de almanız önerilir.
Meme kanseri açısından yüksek risk taşımanız bu konuda yapılacak bir şey olmadığı anlamına mı gelir?
Meme kanseri riski yüksek olan kadınlarda bu riski azaltmanın -ortadan kaldırmak değil- birçok etkili yolu varıdr. Bu seçenekler arasında yaşam tarzı değişiklikleri (alkol tüketiminin en aza indirilmesi, sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz), ilaçlar; çok yüksek risk taşıyanlarda cerrahi (önleyici mastektomi, bazı kadınlarda önleyici yumurtalık alınması) önerilebilir. Risk düzeyinizle ilgili varsayımlarda bulunmadan önce doktorunuzla veya bir genetik danışmanla görüşünüz.
Meme kanseri tanısı otomatik olarak ölüm hükmü anlamına mı gelir?
Meme kanseri tanısı alan hastaların en az %80'inde herhangi bir metastaz bulgusu yoktur (kanser meme dışına ve lenf bezlerine yayılmamıştır). Ayrıca, bu hastaların %80'i en az beş yıl veya daha fazla ve birçoğu da daha uzun süre yaşamaktadır. Metastaz bulguları olan bir hasta uzun süre yaşayabilir. Bunlara ek olarak tedavide her geçen gün umut verici gelişmeler olmaktadır.
Erkekler meme kanseri olur mu?
Evet, erkeklerde meme kanseri riski altındadır. Her ne kadar erkeklerin meme kanseri teşhisi oranı düşükte olsa, aylık kendi kendilerine kontrollerini yapıp değişiklikleri doktorlarına bildirmelidirler.
Annesinde meme kanseri olan kadınlar kaç yaşında muayene edilmeye başlanmalı?
Teşhis konulduktan sonra 10 yıl geriye gidilerek, muayene ve gerekli görülen tetkiklere başlanmalıdır. Örneğin, annesinde 45 yaşında meme kanseri teşhisi konulan bir kadının takibi 35 yaşında başlamalıdır.
Meme kanseri bulaşıcı mıdır ?
Hayır, meme kanseri fiziksel temasla (sarılma, öpüşme, cinsel temas) bulaşmaz.
Memede fark edilen her tümör kötü huylu mudur?
Hayır. Memede kadınların fark ettiği tümörlerin %80’i iyi huylu tümör veya kisttir. Özellikle çok kısa sürede ortaya çıkan ve ağrılı kitleler 30 ile 50 yaş arasındaki kadınlarda sıkça görülür. Bunlar çoğunlukla meme kistleridir. Daha çok sigara içen kadınlarda meme başı çevresinde kızarıklık, ağrı ve şişkinliğe neden olan enfeksiyonlarla (subareolar mastit, granülomatöz mastit vs.) karşılaşılabilir. Bu değişikliklerin tümünde en kısa sürede bir genel cerrahi uzmanına müracaat ederek, teşhis kesinleştirilmelidir.
Memede fark edilen her kitle çıkarılmalı mıdır?
Hayır. Memede bir kitle fark edildiğinde, muayene ve gerekli görülen tetkiklerle (mamografi, ultrasonografi, EMAR vs.) değerlendirilmelidir. Eğer kitle içerisinde sıvı bulunan basit bir kist ise, bunun çıkarılmasına gerek yoktur. Bunlar kısa sürede oluşurlar ve genellikle ağrılıdırlar. Çok büyük ve ağrılı kistler, nadiren enjektörle boşaltılabilirler. Memedeki ödem, gerginlik ve ağrıyı azaltmak için bazı bitkisel ilaçlar önerilebilir. Memedeki basit kistler, menopozdan sonra kendiliğinden kaybolabilirler. Genç kadınlarda sık görülebilen iyi huylu meme tümörleri, fibroadenom adını alır. Bunlar, 2cm’nin altında ve düzgün sınırlı ise, 6 ayda bir yapılan ultrason ile takip edilebilirler. Hızlı büyümeleri ve şekil düzensizlikleri var ise, iğne biyopsisi yapılır. Eğer kanser şüphesi var ise çıkarılırlar. Büyük fibroadenomlar ve sarkom şüphesi olanların çıkarılmaları ve patolojik olarak değerlendirilmeleri gerekir.
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Hastalar düzenli olarak klinik muayene yaptırmıyor ve mamografi çektirmiyor ise, memede fark ettikleri genellikle ağrısız, sert, sınırları düzensiz ve hareketleri sınırlı bir kitle (sertlik) ile doktora müracaat ederler. Bazen, meme başında çekilme, meme derisinde çöküntü, koltuk altında kitle ve meme başından kanlı akıntı yakınmaları olabilir. Bu durumlarda vakit geçirmeden doktora gitmelidirler. Bugün modern tıpta asıl amaç, memedeki kanseri henüz bir şikayet nedeni olmada, düzenli çekilen mamografide henüz birkaç mm iken yakalamaktır.
Meme başı akıntıları önemli midir?
Meme başından kendiliğinden olan, tek taraflı ve kanlı-serum rengindeki akıntılar önemlidir. Bunlar için meme cerrahisi uzmanına müracaat etmek gerekir. Akıntı, küçük bir cam üzerine yayılması, kurutulması, boyanması ve mikroskopik olarak incelenir. Bu hastalarda radyolojik değerlendirmelere (mamografi, ultrason) ek olarak, akıntının geldiği kanal içerisine kontrast madde verilerek görüntüleme (duktografi, galaktografi) yapılabilir. Meme başının sıkılması sonucu meydana gelen gri-yeşil renkli akıntılar, memedeki fibrokistik değişikliklerle ilgilidir ve önemli değildir.
Meme kanseri neden olur?
Meme kanserinin kesin nedenini bilmiyoruz. Ancak, hormonal faktörler (östrojen ve progesteron gibi hormonlar) önemli rol almaktadırlar. Erken adet gören, geç menopoza giren, menopozda uzun süren hormon tedavisi alan, hiç doğurmayan kadınlarda meme kanserinin sık görülmesi bu faktörlerin rolünü doğrulamaktadır. Meme kanserinin tedavisinde de östrojen hormonunun etkisini yok eden ilaçların kullanılması ve bunların yararlı olması da bu görüşü desteklemektedir.
Beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivitelerin az olması da meme kanserinin daha fazla görülmesine neden olmaktadır. Hayvansal yağ ve proteinlerden zengin, sebze ve meyvelerden fakir bir diyet, menopozda aşırı kilo alınması ve hareketsizlik, alkol kullanılması meme kanseri riskini artırmaktadır. Bu nedenle, daha fazla taze sebze, meyve ve tahıl tüketilmesi ve her gün en az 1 saat egzersiz yapılmasını (yürüyüş, yüzme vs.) tavsiye etmekteyiz. Özellikle menopozdaki kadınların daha fazla olan kalsiyum ve mineral gereksinimi için süt, yoğurt, beyaz peynir, yeşil çay, mineral suları fazla tüketmeleri ve bol su içmeleri gerekir.
Memede kitle bulmak meme kanseri olduğunuz anlamına mı gelir ?
Her 10 kitleden 8' i kanser değildir. Eğer memenizde sürekli bir kitle veya değişiklik hissederseniz bir an önce doktora görünmelisiniz. Çoğu zaman kadınlar korkuları yüzünden düzenli sağlık kontrolü yapmazlar. Bazen kadınlar karşılaşacakları şeylerden korktukları için tedaviden uzak dururlar. Aylık kendi kendinize kontrollerle, düzenli doktor ziyaretleri ve düzenli mamografi çekimleriyle kendi sağlığınızla ilgilenin.
Meme kanseri sadece yaşlı kadınları mı etkiler?
Yaş ile birlikte meme kanseri riskinin arttığı doğru olmakla birlikte, meme kanseri herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Doğumdan 39 yaşına kadar her 231 kadından biri meme kanserine yakalanır (risk <=/%0.5); 40-59 yaşları arasında bu olasılık 25'te 1'dir (%4 risk); 60-79 yaş arasında ise 15'te 1'dir (yaklaşık %7). Doksan yaşına kadar yaşayacağınız varsayılırsa, hayatınız boyunca meme kanserine yakalanma olasılığınız 7'de 1'dir. Bu da genel yaşam boyu riskinizin %14.3 olduğu anlamına gelir.
Meme kanseri açısından bir risk faktörü taşımanız, kesinlikle hastalanacağınız anlamına mı gelir?
Meme kanseri geni anormalliği gibi en kuvvetli risk faktörlerinden birini taşıyor olsanız bile meme kanserine yakalanmanız kesin değildir. Kalıtsal BRCA1 veya BRCA2 genetik bozuklukları taşıyan kadınların tüm yaşamları boyunca %40-80'inde meme kanseri ortaya çıkmakta; %20-60'ında ise meme kanseri görülmemektedir. Diğer tüm risk faktörlerinin meme kanserine yol açma olasılıkları daha düşüktür.
Ailenizde meme kanseri geçmişi yoksa hastalanmayacağınız anlamına mı gelir?
Her kadın biraz meme kanseri riski taşır. Meme kanserine yakalanan kadınların %80'inin aile öyküsünde meme kanseri yoktur. Yaş -hayatın yıpratması- meme kanseri için bilinen tek başına en önemli risk faktörüdür. Ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlarda risk biraz artabilir, çok artabilir veya değişmeyebilir. Bu konuda kaygılarınız varsa doktorunuzla veya bir genetik danışman ile aile öykünüzü görüşünüz. Boşuna endişeleniyor olabilirsiniz.
Sadece annenizin ailesindeki meme kanserleri sizin riskinizi arttırır mı?
Annenizin veya babanızın ailesinde meme kanseri öyküsü olması sizin riskinizi eşit olarak etkiler. Bunun sebebi, genlerinizin yarısının anneden, yarısının babadan gelmesidir. Ancak meme kanseri geni bozukluğu bulunan bir erkekte meme kanseri gelişme riski, aynı geni taşıyan bir kadındakinden daha düşüktür. Bu nedenle, babanızın aile öyküsü hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, baba tarafınızdaki erkekleri değil, esas olarak kadınları incelemeniz gerekir.
Deodorant/ Ter önleyici kullanmak meme kanserine yol açar mı?
Koltukaltı bölgesine uygulanan ter önleyici veya azaltıcılarda bulunan aktif maddelerin meme kanseri riskini arttırdığını gösteren herhangi bir bulgu yoktur. Meme kanseri ile ter önleyiciler arasında ortaya atılan ilişki, anatomi ve meme kanseri hakkındaki yanlış bilgilere dayanmaktadır.
Doğum kontrol hapları meme kanserine yol açar mı?
Günümüzdeki modern doğum kontrol hapları düşük dozda östrojen ve progesteron hormonları içerir. Yapılan birçok araştırmada doğum kontrol hapları ile meme kanseri riski artışı arasında bir ilişki bulunamamıştır. Ancak, birçok farklı çalışmanın sonuçlarının birleştirildiği bir çalışmada, doğum kontrol hapları ile meme kanseri riskinde küçük bir artış arasında ilişki saptanmıştır. Aynı çalışmada ayrıca, riskteki bu hafif artışın zamanla azaldığı gösterilmiştir. On yılın sonunda, doğum kontrol hapları ile meme kanseri riski artışı arasında bir ilişki kurulamamaktadır. Doğum kontrol haplarının yararları da vardır :
- Yumurtalık ve endometrium kanseri riskinde azalma,
- Adet bozuklukları, pelvik iltihabi hastalık ve yumurtalık kistlerinin iyileştirilmesi,
- Kemik mineral yoğunluğunun düzeltilmesi.
Herhangi bir ilaç kullanırken, riskleri ve yararları değerlendirerek kendiniz için en iyi kararı vermeniz gerekir.
Yüksek yağ içeren besinler tüketilmesi meme kanserine yol açar mı?
Yapılan birçok büyük çalışmada, yüksek yağlı besinler tüketilmesi ile meme kanseri riskinde artış arasında açık bir ilişki gösterilememiştir. Halen devam eden araştırmalarda bu konunun açığa kavuşturulmasına çalışılmaktadır. Yüksek yağ içeren yiyeceklerden uzak durulmasının başka nedenlerle sağlıklı bir seçim olduğu söylenebilir : "kötü" kolesterolün (düşük yoğunluklu lipoproteinler) azaltılması, iyi kolesterolün (yüksek yoğunluklu lipoproteinler) arttırılması; daha sağlıklı besinler tüketme fırsatı oluşturması ve kilo kontrolüne yardımcı olması. Aşırı kilo meme kanseri için bir risk oluşturmaktadır; çünkü fazla yağ, yumurtalıklar dışındaki östrojen üretimini arttırmakta ve vücuttaki genel östrojen düzeyinin yükselmesine yol açmaktadır. Eğer kiloluysanız veya kolayca kilo almaya meyilliyseniz yüksek yağ içeren besinlerden uzak durmanız iyi bir fikirdir.
Ayda bir yapılan kendi kendine meme muayenesi meme kanseri tanısı için en iyi yöntem midir?
Yüksek kaliteli mamografi, meme kanserinin mümkün olduğunca erken, tedavi edilebilirliğinin en yüksek olduğu dönemde yakalanması için en güvenilir yöntemdir. Meme kanseri hissedilebilir duruma geldiğinde genellikle mamografide saptanabilecek boyuttan daha büyüktür. Yine de kendi kendinize veya bir uzman tarafından yapılan meme muayenesi çok önemlidir. Meme kanserlerinin yaklaşık %25'i sadece meme muayenesiyle (mamogramla değil), yaklaşık %35'i sadece mamografi ile ve %40'ı ise hem fizik muayene hem de mamografi ile saptanmaktadır. Her iki önlemi de almanız önerilir.
Meme kanseri açısından yüksek risk taşımanız bu konuda yapılacak bir şey olmadığı anlamına mı gelir?
Meme kanseri riski yüksek olan kadınlarda bu riski azaltmanın -ortadan kaldırmak değil- birçok etkili yolu varıdr. Bu seçenekler arasında yaşam tarzı değişiklikleri (alkol tüketiminin en aza indirilmesi, sigaranın bırakılması, düzenli egzersiz), ilaçlar; çok yüksek risk taşıyanlarda cerrahi (önleyici mastektomi, bazı kadınlarda önleyici yumurtalık alınması) önerilebilir. Risk düzeyinizle ilgili varsayımlarda bulunmadan önce doktorunuzla veya bir genetik danışmanla görüşünüz.
Meme kanseri tanısı otomatik olarak ölüm hükmü anlamına mı gelir?
Meme kanseri tanısı alan hastaların en az %80'inde herhangi bir metastaz bulgusu yoktur (kanser meme dışına ve lenf bezlerine yayılmamıştır). Ayrıca, bu hastaların %80'i en az beş yıl veya daha fazla ve birçoğu da daha uzun süre yaşamaktadır. Metastaz bulguları olan bir hasta uzun süre yaşayabilir. Bunlara ek olarak tedavide her geçen gün umut verici gelişmeler olmaktadır.
Erkekler meme kanseri olur mu?
Evet, erkeklerde meme kanseri riski altındadır. Her ne kadar erkeklerin meme kanseri teşhisi oranı düşükte olsa, aylık kendi kendilerine kontrollerini yapıp değişiklikleri doktorlarına bildirmelidirler.
Annesinde meme kanseri olan kadınlar kaç yaşında muayene edilmeye başlanmalı?
Teşhis konulduktan sonra 10 yıl geriye gidilerek, muayene ve gerekli görülen tetkiklere başlanmalıdır. Örneğin, annesinde 45 yaşında meme kanseri teşhisi konulan bir kadının takibi 35 yaşında başlamalıdır.
Meme kanseri bulaşıcı mıdır ?
Hayır, meme kanseri fiziksel temasla (sarılma, öpüşme, cinsel temas) bulaşmaz.
Memede fark edilen her tümör kötü huylu mudur?
Hayır. Memede kadınların fark ettiği tümörlerin %80’i iyi huylu tümör veya kisttir. Özellikle çok kısa sürede ortaya çıkan ve ağrılı kitleler 30 ile 50 yaş arasındaki kadınlarda sıkça görülür. Bunlar çoğunlukla meme kistleridir. Daha çok sigara içen kadınlarda meme başı çevresinde kızarıklık, ağrı ve şişkinliğe neden olan enfeksiyonlarla (subareolar mastit, granülomatöz mastit vs.) karşılaşılabilir. Bu değişikliklerin tümünde en kısa sürede bir genel cerrahi uzmanına müracaat ederek, teşhis kesinleştirilmelidir.
Memede fark edilen her kitle çıkarılmalı mıdır?
Hayır. Memede bir kitle fark edildiğinde, muayene ve gerekli görülen tetkiklerle (mamografi, ultrasonografi, EMAR vs.) değerlendirilmelidir. Eğer kitle içerisinde sıvı bulunan basit bir kist ise, bunun çıkarılmasına gerek yoktur. Bunlar kısa sürede oluşurlar ve genellikle ağrılıdırlar. Çok büyük ve ağrılı kistler, nadiren enjektörle boşaltılabilirler. Memedeki ödem, gerginlik ve ağrıyı azaltmak için bazı bitkisel ilaçlar önerilebilir. Memedeki basit kistler, menopozdan sonra kendiliğinden kaybolabilirler. Genç kadınlarda sık görülebilen iyi huylu meme tümörleri, fibroadenom adını alır. Bunlar, 2cm’nin altında ve düzgün sınırlı ise, 6 ayda bir yapılan ultrason ile takip edilebilirler. Hızlı büyümeleri ve şekil düzensizlikleri var ise, iğne biyopsisi yapılır. Eğer kanser şüphesi var ise çıkarılırlar. Büyük fibroadenomlar ve sarkom şüphesi olanların çıkarılmaları ve patolojik olarak değerlendirilmeleri gerekir.
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
Hastalar düzenli olarak klinik muayene yaptırmıyor ve mamografi çektirmiyor ise, memede fark ettikleri genellikle ağrısız, sert, sınırları düzensiz ve hareketleri sınırlı bir kitle (sertlik) ile doktora müracaat ederler. Bazen, meme başında çekilme, meme derisinde çöküntü, koltuk altında kitle ve meme başından kanlı akıntı yakınmaları olabilir. Bu durumlarda vakit geçirmeden doktora gitmelidirler. Bugün modern tıpta asıl amaç, memedeki kanseri henüz bir şikayet nedeni olmada, düzenli çekilen mamografide henüz birkaç mm iken yakalamaktır.
Meme başı akıntıları önemli midir?
Meme başından kendiliğinden olan, tek taraflı ve kanlı-serum rengindeki akıntılar önemlidir. Bunlar için meme cerrahisi uzmanına müracaat etmek gerekir. Akıntı, küçük bir cam üzerine yayılması, kurutulması, boyanması ve mikroskopik olarak incelenir. Bu hastalarda radyolojik değerlendirmelere (mamografi, ultrason) ek olarak, akıntının geldiği kanal içerisine kontrast madde verilerek görüntüleme (duktografi, galaktografi) yapılabilir. Meme başının sıkılması sonucu meydana gelen gri-yeşil renkli akıntılar, memedeki fibrokistik değişikliklerle ilgilidir ve önemli değildir.
Meme kanseri neden olur?
Meme kanserinin kesin nedenini bilmiyoruz. Ancak, hormonal faktörler (östrojen ve progesteron gibi hormonlar) önemli rol almaktadırlar. Erken adet gören, geç menopoza giren, menopozda uzun süren hormon tedavisi alan, hiç doğurmayan kadınlarda meme kanserinin sık görülmesi bu faktörlerin rolünü doğrulamaktadır. Meme kanserinin tedavisinde de östrojen hormonunun etkisini yok eden ilaçların kullanılması ve bunların yararlı olması da bu görüşü desteklemektedir.
Beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivitelerin az olması da meme kanserinin daha fazla görülmesine neden olmaktadır. Hayvansal yağ ve proteinlerden zengin, sebze ve meyvelerden fakir bir diyet, menopozda aşırı kilo alınması ve hareketsizlik, alkol kullanılması meme kanseri riskini artırmaktadır. Bu nedenle, daha fazla taze sebze, meyve ve tahıl tüketilmesi ve her gün en az 1 saat egzersiz yapılmasını (yürüyüş, yüzme vs.) tavsiye etmekteyiz. Özellikle menopozdaki kadınların daha fazla olan kalsiyum ve mineral gereksinimi için süt, yoğurt, beyaz peynir, yeşil çay, mineral suları fazla tüketmeleri ve bol su içmeleri gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder