ŞEKERLEMELER
Küçük çocuk, keyifle
elinde tuttuğu lolipopunu gökyüzüne doğru tutarak neşeyle salladı. Annesi,
elini sıkıca tutmuş onu yürümesi için çekiştiriyordu. Küçük çocuk, annesinin
ayda bir yemesine izin verdiği abur cuburlarından bir poşet dolusu almıştı.
Abur cuburların, şekerlerin, asitli içeceklerin zararlı olduğunu söyler, sadece
ayda bir kez yemesine izin verirdi annesi. Küçük, her seferinde bir poşet
dolusu abur cubur ile odasına çıkar köpeği Holly ile oynarken yerdi hepsini.
Eve varmaları ile
küçük çocuk sıkı sıkı tuttuğu poşeti ile odasına çıkmıştı. Köpeğini yatağında
yattığını görünce yüzünden bir türlü silemediği o heyecanlı gülümsemesi ile onun
yanına oturdu. Poşetin içindeki abur cuburları yatağa dizerken bir yandan da
köpeği ile konuşuyordu.
- Bugün abur cubur günü Holly. Bak, bir
poşet dolusu abur cubur aldım. Hadi kalk da oynayalım, dedi küçük çocuk
heyecanla.
Odanın ortasında dört
dönerken bir yandan da neşeyle çikolatasını yiyordu. Holly’ nin her zaman
yaptığı gibi onun bu heyecanlı haline havlayarak, onunla odanın ortasında
dönerek cevap vermediğini görünce merakla yanına gitti. Küçük, kahverengi köpek
hareket etmeden yatağın üstünde yatıyordu.
- Hadi oğlum, gel de oyun oynayalım,
dedi küçük çocuk.
Köpeğin, bütün
sevdiği oyuncakları göstermesine rağmen yerinden kımıldamamıştı bile. Sinirle
nefesini verirken odasından çıkıp annesinin yanına gitti. Mutfakta yemek
yapmakla uğraşan kadın, küçük çocuğun sinirli halini görünce ona döndü, daha ne
olduğunu soramadan küçük çocuk önünde birleştirdiği kolları ve çatık kaşları
ile konuşmaya başlamıştı.
- Anne, Holly benle oynamıyor. Tüm
sevdiği oyuncakları verdim ona ama o sadece yatağımın üstünde yatıyor, dedi
küçük çocuk sinirli bir şekilde.
Kadın endişeyle
çocuğunun odasına çıkarken çocuğunun çok sevdiği köpeğinin ölmesinden
korkmuştu. Odaya girmesi ile yatağın
üstünde gözleri ve ağzı açık bir şekilde yatan hayvanı görmesi ile içi
acımıştı.
Küçük çocuğun odasına
girmesine izin vermeden hayvanı yorgana sardı yavaşça. Köpeği arka bahçeye
bırakırken, salonda oturan küçük çocuğun yanına gitti. Merakla annesine
bakıyordu. Annesi, çocuğunun yanına otururken sıkıca elini tuttu.
- Üzgünüm tatlım ama bundan sonra Holly
yanımızda olamayacak. O artık bizi gökyüzünden izleyecek, dedi annesi şefkatle
gülümserken.
- Neden? Ona abur cuburlarımı vermedim
diye mi? Ama sen vermeme mi söylemiştin. Ben şimdi kiminle oynayacağım anne?
Gitmek zorunda mıydı? Dedi dolan gözleri ile annesine bakan küçük çocuk.
- Hayır tatlım sadece gitme zamanı
gelmiş. Hadi gel biz yemeğimizi yiyelim, dedi kadın çocuğu ile mutfağa
geçerken.
O gece küçük çocuk karanlık gökyüzüne bakarak uyumuştu. Köpeğinin ani ölümü onu etkilemişti. Küçüklüğünden beri onunla oynardı. Her zaman onun yanındaydı. Rüyasında bir sürü balon ile gökyüzüne uçmayı başarmıştı.
Sabah kalktığında
koşarak annesinin yanına gitti. Ona rüyasını anlattıktan sonra büyük bir
heyecanla,
- Onu ziyaret etmeme izin verir misin?
Sadece birkaç balon lazım, lütfen anne, demişti küçük çocuk.
Kadın şefkatle
gülümseyip çocuğa sıkıca sarıldı
- Üzgünüm tatlım ama onu ziyaret
edemeyiz, demişti.
Küçük çocuk üzgün bir
şekilde kafasını eğerken çok sevdiği köpeğini bir daha hiç göremeyeceğini
anlamıştı. En yakın arkadaşı artık sadece onu gökyüzünden izleyecekti.
İrem Sinem
GÜNEY
Burhan Felek Anadolu Lisesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder