10 yılda 50 ülkeyi gezen tarih öğretmeni Temel Kahveci “Gezginlik turistik bir faaliyet değildir. Parayla yapılmaz, istekle yapılır!” diyor. Farklı kültürleri tanımanın fikirlerini zenginleştirdiğini ve dahası mesleğine de katkısı olduğunu söyleyen Kahveci, birçok öğretmen ve öğrenciye ilham vermiş.
Giresun, Espiyeli Temel Kahveci... 1965’te doğmuş, 45 yıldır da İstanbul’un Yenibosna ilçesinde yaşıyor. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü mezunu. İstanbul’da tarih ve sosyal bilgiler öğretmenliği yapmış, 1993’ten beri de yine çeşitli okullarda yöneticilik yapmaya devam ediyor. İşte, gezgin olma hikâyesini konuştuğumuz Kahveci’nin anlattıkları...
Bir öğretmen olarak 10 yılda, 50 ülke gezmişsiniz. Seyahat etmeye nasıl başladınız?
Küçük yaşlarımda gezmeye meraklıydım. İstanbul’a gelince bütün tarihi mekânlarını gezmiştim; ne kadar araştırmacı ve seyyah olacağım o yıllardan belliymiş. Küçükçekmece’de görev yaparken okulumuzun öğrencileri ve öğretmenleriyle yaptığımız küçük bir Avrupa turuyla maceram başlamış oldu. Yeşil pasaport sahibi olmamla da büyük ölçüde avantaj sağladım.
Yolculuk planlarını nasıl yapıyorsunuz? Nasıl karar veriyorsunuz?
Yalnız gideceğim ülkelere kendim yaparım planlamalarımı. Seyyah olan diğer bir arkadaşımla gideceğimiz ülkeleri de beraber planlarız. Yaz ve kış seyahatleri olmak üzere ikiye ayırıyoruz gezilerimizi. Gideceğimiz rotayı önceliklerimize göre belirleyip her ülke için en az üç gün ayırıyoruz. Bazı ülkeler için iki gün ayırdığımız da oluyor.
Gezmek biraz pahalı bir hobi olarak görülür...
6 ay önceden gidiş ve dönüş biletimizi en ekonomik havayolu şirketinden taksitle alıyoruz. Uçuş tarihine 3 ay kala yine en ekonomik otel rezervasyonlarını ve ödemelerini yapıyoruz. Tüm ödemeleri bitirmiş olarak yola çıkıyoruz yani... Yanımıza temel ihtiyaçlarımızı karşılayacak kadar para alıyoruz. Gideceğimiz ülkelerin paralarını Kapalıçarşı’dan temin ediyoruz. Gideceğimiz şehirler hakkında araştırma yapıp görülecek yerleri ‘Maps Me’ programına kaydediyoruz. Biletlerimiz, rezervasyonlarımız, gezi planları dosyamızda hazır oluyor. Kabin bagajı ölçülerinde sırt çantalarımızı hazırlayıp seyahatimize başlıyoruz.
Gezgin kişiliğinizin mesleğinize katkıları oldu mu?
Çok faydası oldu. Tarih öğretmeni olmam, tarihi mekânları, tarihi şehirleri ve dünya tarihinde iz bırakmış savaş alanlarını görmem; gördüklerimi öğrenci ve öğretmen arkadaşlarıma aktarmama faydalı oluyor. Farklı kültürleri tanımak fikirlerimi zenginleştiriyor. Ayrıca birçok meslektaşım seyahatlerimden etkilenerek gezmeye başlıyor.
Nerelere gittiniz?
50’ye yakın ülke gezdim. Balkanlar’ın tamamı; İskandinav ülkeleri hariç Avrupa’nın tamamı; Kore, Japonya ve İran hariç Asya’nın tamamına yakını; Afrika’da Fas, Mısır ve Umman’ı gezdim. Sibirya, Baykal Gölü, Gobi Çölü, Sahra Çölü’nü gördüm. Nepal, Hindistan gibi ülkeleri de gezdim.
Yabancı dil biliyor musunuz?
Hayır.
Yabancı dil bilmeden 50 ülke gezmenin zorlukları oldu mu?�
Çok zorluk yaşamadım. Sadece Çin’de Google Translate’ten faydalandım. Gideceğim ülkelerle ilgili detaylı bilgileri haritaya kaydettiğim için zorluk çekmiyorum. Fakat dil bilmenin ne kadar önemli olduğunu da bu seyahatlerde anladım.
Öğrencileriniz ve çevreniz gezginliğinizle ilgili neler diyorlar.
Önce şaşırdılar. Sonra alıştılar. Onlara da gittiğim ülkeler ve kültürleri hakkında bilgiler veriyorum. Özellikle öğrencilerimi dünyayı tanımaları hususunda cesaretlendiriyorum. Çevremdekiler artık telefonla aradıklarında söze “Türkiye’de misin?” diyerek başlıyor.
Pandemi sonrası için seyahat planlarınızı yaptınız mı?
Pandemi biter bitmez arkadaşımla Güney Amerika turu planlıyoruz. Ardından Afrika’da gitmediğim ülkeleri gezeceğiz. Ayrıca Trans Sibirya da planlarımızın arasında.
Yaptığınız seyahatlerle hayatınızda neler değişti?
Hayatımı tamamen değiştirdiğini söyleyebilirim. Azla yetinmeyi, olaylara minimalist yaklaşmayı öğrendim. Gezmenin cesaret ve kısmet işi olduğunu öğrendim. Dünyada iyi insanların çok olduğunu gördüm. Güzel yerlerin ve güzel kültürlerin olduğunu gördüm. İnsan hayalle yaşamalı ve hayalini gerçekleştirmek için çalışmalı.
Son olarak, en çok etkilendiğiniz ülke...
Nepal’den etkilendim. Mutlu insanlar ülkesi...
‘ORHUN ANITLARI’NI ARARKEN BAŞIMIZA GELENLER...’
“Moğolistan’daydık. Orhun Anıtları’na gidiyorduk. Polis arabamızı durdurdu. Hayvan hastalığı nedeniyle yolun kapalı olduğunu söyledi. Anıtlara varmamıza yaklaşık 20 kilometre kalmıştı ve bize çayırı işaret ederek ‘Buradan gidin’ dedi. Ne tabela ne yol vardı. Yardım alacak kimse de yoktu. Tahmini bir şekilde yola devam ettik ve birkaç saat sonra anıtların olduğu bölgeye ve müzeye ulaştık. Benim için çok enteresan bir olay ve aynı zamanda maceraydı.”
GEZGİN ÖĞRETMENDEN TAVSİYELER: İYİ ÇANTA, İYİ AYAKKABI, AZ KIYAFET!
- Öncelikle yakın çevrenizde gezmeye başlayın. Gezi blog’larını ve seyahat kitapları okuyun.
- Gezginlik turistik bir faaliyet değildir. Parayla yapılmaz, istekle yapılır. Çünkü en uygun otel veya hostellerde kalacaksınız. Bazı geceler havaalanında sabahlayacaksınız. Bazı günler marketten aldığınız tonbalığı ve meyvelerle karnınızı doyuracaksınız. Yani azla yetinmeyi öğrenip lüks beklentilerinizden vazgeçeceksiniz.
- Şehir içinde metro, tren ve belediye otobüsleriyle seyahat edeceğiniz için bunlara hazırlıklı olun.
- Telefonunuza mutlaka çevrimdışı çalışabilen bir harita programı indirin. Çünkü gezinin ana rehberi bu program oluyor.
- Gezgin olacaksanız öncelikle hafif, sağlam, dayanıklı ve iyi bir markanın sırt çantasını deneyerek satın alın. Ayrıca çok yürüyeceğiniz için kaliteli, rahat, sağlam bir spor ayakkabısı almak yapacağınız ilk işlerden biri olsun.
- Seyahat çantanız yolculuk konforunuzu düşürmeyecek şekilde hafif olsun; yani kıyafet olarak iki tişört ve iki pantolon alın.
- Son ve en önemli husus; yol arkadaşı seçiminizi çok ama çok dikkatli yapın.
- Hayal kurun ve peşinden koşun...
‘Gezmek cesaret ve kısmet işi’ - Seyahat Haberleri (hurriyet.com.tr)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder