Hayata Yön Veren Hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hayata Yön Veren Hikayeler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Mart 2022 Çarşamba

Biz son vagondayız...

 Çok Güzel Bir Hikaye: Biraz büyüdüğünde çocuk anne ve babasına dedi ki!

 Çok Güzel Bir Hikaye: Biraz büyüdüğünde çocuk anne ve babasına dedi ki!

Annesi ve babası, her yıl oğullarını, yazın büyükannesinin yanına gönderirken trende ona eşlik edip bir sonraki gün aynı trenle eve dönerlerdi. Biraz büyüdüğünde çocuk anne ve babasına dedi ki:

20 Ocak 2022 Perşembe

Bir gazete "Yaşlı ebeveynlerimi 10.000 Euro'ya satıyorum." ilanı görseniz ne düşünürdünüz?

 

Görsel:www.kizlarsoruyor.com


SATILIK ANNE VE BABA 

Bir gazete şöyle bir ilan çıktı. "Yaşlı ebeveynlerimi 10.000 Euro'ya satıyorum. Babam 91 yaşında ve bunama hastası. Annem 89 yaşında yardımla işlerini yapabiliyor."

Bu ilanı gören insanlar günlerce konuyu tartıştılar.

Bazıları " Nasıl böyle bir rezalet olabilir? " dedi.

- " Hey, neden yetkililer müdahale etmiyor? " diyenler oldu. Diğerleri düşündü.

- " Tanrım, bu bir günah. " diye düşünenler de vardı.

- " Gereksiz bir şey, satın almak için çok fazla para, bu delilik. " diyenler de hayli fazlaydı.

İlan aynı zamansa anne ve babasını uzun zaman önce kaybetmiş bir aile tarafından da okundu. Bu aile ilandaki satılık yaşlıları alıp onlara bakmaya karar verdiler.

Tutarı banka havalesiyle hesaba havale ettiler ve satılık yaşlı çifti evlerine götürmek için iletişime geçip, verilen adrese gittiler.

Geldikleri adreste büyük bir konak vardı. 

İlan için geldikleri yerde kendilerini, iyi görünen yaşlı bir adam karşıladı. 

Çift: " Anne ve babanı almaya geldik. İstenilen miktarı zaten bankaya yatırdık. " dedi genç adam.

Genç çifti karşılayan yaşlı adam:

" Hoş geldiniz, bana bu yaşlılara neden bu kadar çok para verdiğinizi açıklayabilir misiniz? Size sadece iş, dert, sorun ve bakım dertleri olacak, bunu bildiğiniz halde neden buradasınız? " diye sordu.

Genç çift:

- Çünkü biz her ikimiz de ailemizden erken ayrıldık, genç yaşta onlar olmadan hayata devam ettik ve onları çok özledik. İki küçük çocuğumuz var ve onların büyükanne ve büyükbaba kucağına oturmasını, kucağına oturup hikayeler dinlemesini, onlarla uyumasını ve oynamasını istiyoruz. Onları yetişkinlere saygı duyacak şekilde yetiştirmek istiyoruz..." dediler.

Yaşlı adam evdeki karsına adıyla seslendi, kadının elinde baston vardı amam rahatlıkla hareket ediyor ve iyi niyetli hoş bir tebessümlü belli olacak şekilde gülümsüyordu.

Yaşlı adam ve kadın gülümsedi!

- " Tamam sizinle geleceğiz, bu ilandaki ebeveynler biziz! " dediler 

Genç çift şaşırmış bir şekilde:

- " Ama nasıl oluyor da ilanda onları satanların, muhtaç, düşkün durumlarının da kötü olduğunu söylüyordu? " dediler.

Yaşlı çift birbirine bakıp gülümsediler. Kadın merakla ve şaşkınlık içindeki çifte şu açıklamayı yaptı.

- " Şimdi söyleyeceğim: Sevgi ve anlayış içinde yaşadık, para kazandık, bu köşkü yaptık ama kader bize çocuk vermedi. Bütün sahip olduklarımızı, bazı iyi insanlara bağışlamaya karar verdik ama onları nasıl bulacağımızı bilmiyorduk ve bu ilan fikrini bulduk. Şimdi biz ve paramızın gerçekten emin ellerde olacağı için mutluyuz. " dedi gülümseye devam ederek.

" Sevgi ve nezaket asla boşuna değildir, çünkü onları alan ve veren için de değerini arttırır. "

Yazar: Barbara de Angelis

Çeviri, özet ve derleme : Mehmet Ural


KAYNAK: https://www.kizlarsoruyor.com

22 Haziran 2021 Salı

Durumlar her zaman değişiyor...

 

Yakın zamanlarda bir dükkân açmış olan bir adam, dükkânının tepesine “Burada Taze Balık Satılır” yazan büyük bir tabela astı.
Yanına bir arkadaşı geldi ve dedi ki “ Tabelada neden “Burada” yazıyor?” Adam “Burada” kelimesini tabeladan kaldır…dı.
Sonra başka bir arkadaşı geldi ve dedi ki “ “Satılır”? Tabii ki satılır. Bağış yapmıyorsun, öyle değil mi?” “Satılır” kelimesi tabeladan kalktı.
Üçüncüsü geldi ve dedi ki “ “Taze Balık”? Taze olmak zorunda. Bayat balığı senden kim alacak? “Taze” kelimesi çıkartıldı.
Dükkân sahibi boynunu eğdi. Tabelada şimdi sadece “Balık” kelimesi vardı ve dördüncü gelerek“ “Balık”? Bunu çıkartmak ne iyi olur! Zaten bir kilometre öteden kokusunu alabilirsin” dedi. Dükkân sahibi tabeladaki son kelimeyi de sildi.
Beşinci bir adam geldi ve dedi ki “Dükkânın tepesine boş bir tabela asmanın ne anlamı var?” Dükkân sahibi tabelayı çıkarttı.
Sahneye altıncı bir adam geldi ve dedi ki “ Bu kadar büyük bir dükkân açtın. “Burada Taze Balık Satılır” yazan bir tabela asamıyor musun?”
İnsanları dinlemeye devam edersen daha çok ve daha çok aklın karışacak; bu şekilde aklın karışmış duruma geldin. Senin karışıklığın bu: bir sürü insanı dinlemek ve hepsi farklı tavsiyelerde bulunuyorlar. Ve ben onların iyi niyetli olmadıklarını söylemiyorum; iyi niyetliler, ancak bilinçli değiller; öyle olsalar sana tavsiyede bulunmazlardı. Sana bir iç görü verirlerdi, tavsiye değil. Sana ne yapman, ne yapmaman gerektiğini söylemezlerdi. Senin daha uyanık hale gelmen için sana yardım ederlerdi ki, sen ne yapılması ve ne yapılmaması gerektiğini kendin görebilesin.
Gerçek arkadaş, sana tavsiyede bulunmayan, ancak daha tetikte olman, daha uyanık olman, hayatın içinde daha bilinçli olman için yardım edendir- hayatının problemlerinin, fırsatlarının, gizemlerinin içinde- sana kendi yolculuğuna çıkman için yardım edendir, deneyimlemen için, araştırman ve araman için, birçok hata yapman için seni cesaretlendirendir.
Çünkü hata yapmaya hazır olmayan, asla hiçbir şey öğrenmeyecektir.
Gerçek arkadaş, zekânı keskinleştirmen için yardım eder. Sabit tavsiyelerde bulunmaz, çünkü sabit tavsiye işe yaramaz. Bugün doğru olan, yarın doğru olmayabilir ve bir durumda doğru olan başka bir durumda yanlış olabilir. Durumlar her zaman değişiyor, o halde ihtiyacın olan sabit bir hayat modeli değil, bakış açısıdır, böylece nerede olursan ol, kendini hangi durumda bulursan bul, kendiliğinden nasıl davranacağını ve kendi varlığına nasıl dayanacağını bilirsin – OSHO

KAYNAK:Durumlar her zaman değişiyor, | ZAMAZİNGO (anetteinselberg.com)

16 Mart 2021 Salı

Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar.


Genç bir çift, yeni bir mahalledeki yeni evlerine taşınmışlar. Sabah kahvaltı yaparlarken, komşu da çamaşırları asıyormuş. 

Kadın kocasına, "Bak, çamaşırları yeterince temiz değil, çamaşır yıkamayı bilmiyor, belki de doğru sabunu kullanmıyor." demiş. Kocası ona bakmış, hiçbir şey söylememiş, kahvaltısına devam etmiş. 

Kadın, komşusunun çamaşır astığı her sabah aynı yorumu yapmaya devam etmiş. 

Bir ay kadar sonra bir sabah, komşusunun çamaşırlarının tertemiz olduğunu gören kadın çok şaşırmış. "Bak" demiş kocasına, "çamaşır yıkamayı öğrendi sonunda. Merak ediyorum, kim öğretti acaba?" 

Adam, "Ben bu sabah biraz erken kalkıp penceremizi sildim." diye cevap vermiş. 

Hayatta da böyle değil midir ?
Başkalarını izlerken gördüklerimiz, baktığımız pencerenin ne kadar temiz olduğuna bağlıdır. Birini eleştirmeden ve hemen yargılamaya başlamadan önce zihin durumumuza bakmak ve "iyi" olanı görmeye hazır olup olmadığımızı farketmek güzel bir fikir olabilir !..

Gönül dünyanızda güzellikler varsa, baktığınız her yer aydınlık ve netse, gönül aynanızı temizlediyseniz, parlattıysanız; o aynadan yansıyan her şey güzeldir. Güzel bakın ve güzel görün... 

ALINTIDIR...

16 Kasım 2020 Pazartesi

Eski bir Hitit duası

81940633_1460778834096347_1426132113836474368_n[2]
Eski bir Hitit duası
Tanrım, beni yavaşlat.
Aklımı sakinleştirerek, kalbimi dinlendir.
Zamanın sonsuzluğunu göstererek, bu telaşlı hızımı dengele.
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver.
Sinirlerim ve kaslarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol.
Anlık zevkleri yaşayabilme sanatını öğret.
Bir çiçeğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kedi okşayabilmek için durmayı, güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.
Her gün bana kaplumbağa ve tavşan masalını anlat.
Hatırlat ki, yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler olduğunu bileyim.
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması, yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır.
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlam olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi…
Tanrım bana, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesaret, değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için sabır, ikisi arasındaki farkı bilmek için akıl ve beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak dostlar ver.
Eski bir Hitit Duası. (MÖ 2000)
Alıntı
Görsel; Andrew Gonzales
Kaynak: anetteinselberg.com

12 Eylül 2020 Cumartesi

BİR AĞAÇTAN ON DERS


BİR AĞAÇTAN ON DERS


       Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı.

—Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi. Birden ağaç dile geldi:
—Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.
Adam heyecanla:

28 Temmuz 2020 Salı

Komşu komşunun külüne muhtaç!



Komşu komşunun külüne muhtaç!

 “Bir gün ağabeyimle ikimiz aynı odada oturuyoruz ve tüplü soba yakıyoruz. O zamanlar bugünkü gibi kalorifer, doğalgaz vb. ısınma teknolojileri yok. Bir gün rahmeti anneannem odamıza yanımıza geldi;
-Çocuğum dedi! Sobayı yakarken yaktığınız o kibrit çöpleri var ya, o kibritleri atmayın, onları bana verin, onlar bana lazım dedi. 
-Yanmış kibrit çöpünü istiyor anneannem. Çok şaşırdım. Dedim ki anneanne, ne yapacaksın o yanmış kibrit çöplerini?
-Haa anlatayım da dinle bakayım dedi. 
-İyi ki de anlatmış, bugün sizinle bunu paylaşmak benim için büyük bir keyif.
-Bizim tasavvur edemeyeceğimiz, daha büyüklerimizin anlatabileceği bir şey. 1930’lu, 40’lı yıllar. Belki daha da eski. Köyde ateş yok. Bunu biz idrak edemiyoruz belki ama evet çakmak, kibrit yok. O yüzden kadınlarımız ocağını yakıyor, yemeğini pişiriyor, sonra da közünü saklıyor, ertesi gün tekrar o közü alevlendirip yemeğini pişirmeye devam ediyor. Hani ‘Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’ dedikleri, işte buraya bağlanıyor. O ocak tütecek, o ocak sönmeyecek. 
Hani ocağın sönsün diye bir beddua vardır ya Allah korusun. İşte buraya hikaye edilmiş. Çünkü o ocağın sürekli yanıyor olması, orada hayatın devam ettiği ve bir devamlılık habercisi, bir müjde aslında. 
Ne yapsın anneannem? Çok küçük yaşında evlendirilmiş bir kız çocuğu aslında. Tarladan eve geliyor, bir bakıyor ki ocak sönmüş. Telaşla, komşudan köz istemek zorunda kalıyor. ‘Komşu komşunun külüne muhtaçmış’ sözü de işte bize bunu hatırlatıyor.  
Anneannem gidiyor komşusuna, külünden istiyor, birazcık közünden. O da aynı yaşlarda bir kız çocuğu, o da evli. Biraz da rekabet var galiba kendi aralarında ki közü verirken; ‘Kadın olamadın galiba, közüne sahip çıkamadın mı?’ diye de iğneleyici laf ediyor anneanneme. Anneannemin de bu çok zoruna gitmiş. 
Şimdi diyor ki anneannem; 
-Benim dört göz bir ocağım var. Ocaklardan biri yanarken ötekini yakmak için bir daha niye kibrit çakayım? Yanmış kibriti oradan tutuşturuveriyorum öyle yakıyorum çocuğum, böylesi daha iyi değil mi? dedi. 
-Aah güzel anneannem. Kibrit çöpüyle tasarruf mu olur? Ama bu hikayeyi dinledikten sonra anlıyorum ki evet kibrit çöpünden tasarruf olur. Ve komşunun, komşunun külüne muhtaç olduğu bir dönemde hocam İbrahim Metin Baltacı’nın dediği gibi; ‘Kişisel bakım’ diye bir şey yok artık; baktın mı hepimize birden iyi bakacaksın. O yüzden ‘Kendine iyi bak’ devrini kapatıp, birbirimize iyi bakmamız gereken bir takvimin başlangıcındayız. Umarım bu yaşadığımız sıkıntılı günler müjdeli ve çok güzel bir takvimin miladı olur!” Programcı, Tiyatrocu, Yüksel Ünal’dan.
Belli bir yaşın üzerindeki birçok insanımız yukarıda anlatılan bu hikayeyi aslında hep yaşadık. Ama bu günler öyle rahat günler ki geçmişimizi, o günleri maalesef çoktaan unuttuk. 
Hoşçakalın.

25 Mayıs 2020 Pazartesi

Nazım Hikmet’in harika anlatımıyla “Yaşam”

Nazım Hikmet Ran kimdir? Hayatı, kişiliği ve eserleri... - YAŞAM ...
Nazım Hikmet’in harika anlatımıyla “Yaşam”
O bayram bana ayakkabı almaya karar verdiler. Hazır ayakkabı satan mağaza yoktu şehirde. Tek ayakkabı yapan dükkanında ayakkabıcı çıplak ayağımı bir kartonun üzerine koydu, iyice basmamı söyledikten sonra ağzındaki kurşun kalemi eline alıp ayağımın çevresini çizdi.

2 Mayıs 2020 Cumartesi

Bir Şaman öğretisi şöyle der:

23319003_10155659790105498_360532835756379289_n1[1]

Bir Şaman öğretisi şöyle der:
Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz…
Nehirler kendi suyunu içemez.
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez.
Güneş kendisi için ısıtmaz.
Ay kendisi için parlamaz.
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz.
Rüzgar kendisi için esmez.
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz.
Doğanın anayasasında ilk madde şudur:
Her şey birbiri için yaşar!
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur…
Eski çağlarda yürürlükte olan bir anlayıştı bu.
Bütünlüğü anlatırdı, özü iki cümleydi:
“Ben, biz olduğumuz zaman ben olurum.”
“Ben, ben olduğum için sen, sensin.”
Kam Davulu

13 Eylül 2019 Cuma

Paulo Coelho şöyle söylemiş:

 "Doğduğumuz andan ölene kadar hayatımız sürekli bir yolculuktur. 
Manzara değişir, insanlar değişir, ihtiyaçlar değişir, ama tren hep ileri gider. 
Hayat bir trendir. Tren istasyonu değil."        
Paulo Coelho

13 Haziran 2019 Perşembe

Hayata Yön Veren Hikayeler - İNSAN OLMAK

 
İNSAN OLMAK

O, yoksul bir taşçıydı. Her gün kayaları parçalıyordu. İşi çok ağırdı. Ama çok az aylık alıyordu. Bu yüzden hayatından hiç memnun değildi. "Ben başkalarından daha çok çalışıyorum" diye düşünüyordu. "Benim işim onlarınkinden ağır ve ben onlardan daha az kazanıyorum. Zengin olmak istiyorum. Biraz dinlenirim ve güzel elbiselerim olur." O anda gökten bir melek indi. Ona "zengin olacaksın,güzel elbiselerin olacak" dedi. Taşçı hemen zengin oluverdi. Artık onunda güzel elbiseleri vardı ve iş yapmak zorunda değildi.

Günün birinde kral onu sarayında davet etti. O sarayın güzelliğine hayran oldu. Kral ondan daha zengindi. Bu yüzden üzüldü "ben de kral olmak istiyorum" dedi. Gökten bir melek geldi ve onu kral yaptı. Bütün gün hiç çalışmıyordu.


11 Eylül 2018 Salı

Gerçek Hayat Hikayesi...

Gerçek Hayat Hikayesi...
.........................
Dedesi,
Bağdat kadısı,
babası,
padişah tarafından atanan Heyet-i Ayan azası’ydı.
Çamlıca’da, uşaklı bahçıvanlı,
muhteşem bi köşkte yaşayan,
oturmasını kalkmasını,
ecnebi lisanları bilen,
yakışıklı bi delikanlıydı.

1 Eylül 2018 Cumartesi

Kabullenme Ektim. Baş Eğme Değil. Olduğu Gibi Kabullenme…

12348006_1168920709792563_942044510667995076_n[2]

Kabullenme Ektim. Baş Eğme Değil. Olduğu Gibi Kabullenme…

Temizlik yaptım bugün…
Hem de tüm benliğimde.
Bütün kaslarımı, sinirlerimi, kemiklerimi hatta kanımı bile temizledim. En küçük yerlerine, kıvrımlarına girmiş, sinmiş tüm pislikleri attım.
Kırgınlıklarımı dışarı çıkardım ilk önce.
Görmenizi isterdim…
Nasıl da çok yer kaplıyorlarmış, inanmazsınız.
Bağışlamayı yerleştirdim yerine özenle.
Titizlikle her birinin üstüne ektim tohumlarını.
Her yere, görebildiğim, göremediğim her yere serptim.

7 Mart 2018 Çarşamba

KIZILDERİLİ ATASÖZÜ

Bildiklerini anlat ama akıl verme...
Anlatılanları iyi dinle ama hepsini doğru sanma...
Sessiz kalmak bir şey bilmediğin anlamına gelmez;
Çok konuşmakta çok şey bildiğini göstermez;
Herkesi kendine eşit gör,
Her kim olursa olsun, bir insanı küçümsemek akılsızlık,
Çok büyük görmekte korkaklıktır.
Cesaret akıldan gelirse cesarettir,
Bilgisizlikten gelirse cehalettir.

KIZILDERİLİ ATASÖZÜ


22 Ocak 2018 Pazartesi

300 Yıllık Ölümsüz Uykunun Hikayesi: Yedi Uyurlar



300 Yıllık Ölümsüz Uykunun Hikayesi: Yedi Uyurlar

Farklı inanışların buluştuğu ve 33 ülkede yaşandığı rivayet edilen Yedi Uyurlar'ın hikayesine yakından bakalım...


2 Mart 2017 Perşembe

“ARDA BOYLARINDA KIRMIZI ERİK” TÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ


“ARDA BOYLARINDA KIRMIZI ERİK” TÜRKÜSÜ VE HİKAYESİ

Recep tarladan gelip, sundurma altına oturarak çarıklarını çıkarır. Anası başında dikilir. Recep, anasına bakarak:
“Ana sende bir şeyler var, böyle başımda dikilmezsin. Hayırdır de bakalım” Anası yutkunsa da söylemek zorunda kalır.

30 Ocak 2017 Pazartesi

Yola Devam....


Yola Devam.... 

Bazen Sevilirsin,
Bazen Dışlanır,
Kimi Dostun Olur,
Kimi Düşmanın,
Birisi Samimiyetle Gelir,
Diğeri Kıskançlıklarla.

Varsın Olsun,
Herkes İstediği Gibi
Yorumlasın Seni..Eğer ki
Kalabiliyorsan Sen
“SEN GİBİ”
Ve Daima İyiye Güzele
Talip Olarak.
Yüzünde Sessiz Bir Tebessümle
Yoluna Devam Et..

27 Aralık 2015 Pazar

Öfkelenince neden bağırırız?





Öfkelenince neden bağırırız?

Hintli bir ermiş öğrencileri ile gezinirken Ganj nehri kenarında birbirlerine öfke içinde 

bağıran bir aile görmüş. 

Öğrencilerine dönüp “insanlar neden birbirlerine öfke ile bağırırlar?” diye sormuş. 


Öğrencilerden biri “çünkü sükûnetimizi kaybederiz” deyince ermiş “ama 
öfkelendiğimiz insan yanı başımızdayken neden bağırırız? O kişiye söylemek istediklerimizi 

daha alçak bir ses tonu ile de aktarabilecekken niye bağırırız?” diye tekrar sormuş.


4 Aralık 2015 Cuma

Marie Balter'in İbretlik Yaşamı - Nobody’s Child

Nobody's Child (1986)

Bir Acı, Eziyet, Affetme ve Başarı Öyküsü: Marie Balter'in İbretlik Yaşamı


Nobody’s Child


Marie Rose Balter'in hikayesi başka insanların hikayesinden biraz farklı. Onu farklı kılan, bir zamanlar hasta olarak kaldığı tımarhaneye yönetici olarak dönmesi.

28 Kasım 2015 Cumartesi

BİYOLOJİK RİTME SAYGI !


öğretmenler biyolojik ritim hakkında ne düşünüyor


Biyolojik ritme saygı !

Çocuğu birinci sınıfa başlamış bir anne-baba çaresizlik içinde yanıma gelmişti.
Çaresizliklerinin sebebi; 19 kişilik sınıfta 18 kişi okuma yazmayı öğrenmiş, bir tek kendi kızları kalmış okumaya geçemeyen. Çalmadıkları kapı kalmamış, kimi “Disleksi var galiba çocuğunuzda” demiş. Kimi “Beyindeki kimyasal denge bozukluğundan” bahsetmiş.
Bütün bunlarla yetinmeyen anne, gittiği yerlerden birinde “Kızınıza kötü cinler musallat olmuş” diye duyunca film kopmuş…



Okuyucunun Dikkatine

Blog sayfamda sağlıklı yaşam, diyet ve kişisel bakım konularını kapsayan yazılar genel bilgilendirme amaçlıdır. Kategoride çeşitli hastalıklar için evde bitkisel çözüm önerileri, besleyici fonksiyonel gıda takviyeleri, doğal cilt ve saç bakımı maskesi tarifleri ile uygulanışları, kilo kontrolüne yardımcı diyet listeleri ve sağlıklı beslenme programları yer almaktadır. İlgili besinin, ürünün ya da diyet listesinin etkileri her bünyede değişkenlik gösterebilir. Yazı yayına alındıktan sonra, zaman içerisinde güncelliğini ve geçerliliğini yitirebilir. Sunmuş olduğum bilgiler hiçbir zaman doktor teşhisinin yerini tutmaz, reçete niteliği taşımaz. Bilgileri uygulamadan önce alanında uzman görüşü almanızı tavsiye eder; aksi durumda oluşabilecek yan etkilerden sorumlu tutulamayacağımı önemle hatırlatırım.
GÖRÜŞLERİNİZ BENİM İÇİN DEĞERLİDİR!

Zaman ayırıp, yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Yorumlarınız onaylandıktan sonra görüntülenecektir. Reklam ve hakaret içeren yorumları yayınlamıyorum. Düşüncelerinizi bekliyorum...

40 İĞNE OYASI - İĞNELİK İLE MOTİF YAPIMI - NaLaN'ın ATÖLYESİ

  SALON - YATAK ODASI TAKIMI İĞNE OYASI DÜĞÜMÜ İLE YAPILIYOR Adım adım resimli ve videolu anlatım 40 İĞNE OYASI - İĞNELİK İLE MOTİF YAPIMI  ...