Kızımın Okulda Derste Yazmış Olduğu ve Öğretmeninin Okul Dergisinde yayınlayacağı Kısa Bir Hikaye
İNSANLAR
Yine
buradaydım. Gri kaldırımın üzerinde buruş buruş bir şekilde duruyordum. En son
sahibim, beni bir market kasasından para üstü olarak aldıktan sonra beni cebine
koyar koymaz düşürmüş, farkına varmamıştı bile. Alışmıştım artık. Eski market
kasalarında aylarca hatta yıllarca beklemeye. Alışmıştım ceplerden düşmeye.
Asfaltta, gri kaldırımlarda hatta merdivenlerde rüzgâr yüzünden ordan oraya
savrulmaya, alışmıştım işte. Hiç kimse beni fark etmiyordu. Tüm insanlar
üzerimden geçip geçip duruyorlardı. Bir anda yerden kaldırılmam ile
şaşırmıştım. Küçük bir çocuk sevinçle bana bakıyordu.
- - Anne
bak 50 TL. buldum, dedi küçük çocuk heyecanla beni annesine gösterirken.
- - Ay
Can bırak onu. Hadi gel geç kalacağız, dedi kadın telaşla çocuğun elinde
tuttuğu beni yere atıp koşturarak sokakta ilerlerken.
Havada
uçuşarak yere düşerken gökyüzünü izledim. Bugün daha bir kapalı ve bulutluydu
hava. Yağmur yağacak gibiydi. Eğer yağmur yağarsa ıslanırdım. O zaman beni
kimse almak istemezdi. Korkuyla etrafıma bakınırken bir an üstüme inen baston
ile neye uğradığımı şaşırmıştım. Yaşlı bir adamın beni yerden kaldırması ile
içimde bir umut doğmuştu. Eğer beni alırsa yağmurda kalmayacaktım. Umarım.
Yaşının verdiği yüzündeki kırışıklıklar ve hafif tombul yüzü ile bana
bakıyordu. Sakalı olmayan çenesini hafifçe okşarken masmavi gözleri parlıyordu.
-
Bugün
şanslı günümdeyim, dedi neşeyle beni gözleğinin cebine koyarken.Uzun
bir yolculuktan sonra eve gelmiş, beni cüzdanına koyduktan sonra gitmişti. İşte
en sevmediğim şey. Sadece karanlıkta öylesine beklemek. Günlerce belki de
aylarca. Birçok insan görmüş, tanımıştım. İyisiyle, kötüsüyle. Genciyle,
yaşlısıyla. Zenginiyle, fakiriyle. Her
türden insan görmüştüm. Onlar için aslında ne kadar değerli olduğumu
anlamıştım. Bazıların aylarca yanında kaldığım olmuştu. Bazılarınınkinde ise sadece
birkaç dakika veya birkaç saat bulunabilmiştim.
Kendi düşüncelerimin arasında kaybolmuşken günler sonra bu karanlık
yerden çıkmış küçük bir çocuğun eline sıkıştırılmıştım. Bunu öğrenmiştim. Bugün
bayramdı. Küçük çocuk sevinçle beni cebine koyarken kendimi mutlu hissetmekten
alıkoyamamıştım.
Evet, yine uzun bir süre pantolonun arka cebinde unutulmuştum. Yanlışlıkla çamaşır makinesine atılmış, yıkanmıştım da. Şimdi ise bir kumbaranın içindeyim. Küçük çocuk beni kumbaraya koyarken anlatmıştı. Annesinin doğum günü için ona çok istediği kıyafeti alacakmış. Benim de içinde bulunduğum bozuk kağıt paralarla.
İşte bir yılım böyle geçiyordu. Bir kasadan alınıp başka bir kasaya geçiyordum. Ceplerden düşüp yollarda öylesine uçuşuyordum. Her gün farklı bir insanla birlikte oluyordum. Her birlikte olduğum insandan ayrı ayrı şeyler öğrenmiştim. Birçok yere gitmiş, birçok insan görmüş yine de günün sonunda aynı karanlığa mahkum kalmıştım.
İrem Sinem GÜNEY
Burhan Felek Anadolu Lisesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder