Hırvatistan'ın İstirya kıyısının biraz ötesinde Antik Yunan'da Pollariae olarak bilinen 14 küçük adadan oluşan bir takımada var. Brijuni Adaları uzun zamandır popüler bir yer. Bir dönem taş ocağı merkezi olan bu adalar Orta Çağ'dan 19. yüzyıla kadar bölgeyi yöneten iktidar merkezi Venedik'e malzeme tedarik etti. Avusturya İmparatorluğu ve kısa süreyle de olsa Napolyon gibi diğer güçler Brijuni'yi ilhak etti. Ancak adaların ilk "hükümdarı" ne Napolyon'un Fransa'sı ne de Antik Yunan'dı; adaların bazılarında bulunan ayak izlerine göre buralarda herkesten önce dinozorlar yaşıyordu.
Bir zamanlar balıkçılar ve çiftçilerle, bazen de kaçakçılarla dolu olan Tung Ping Chau bugün neredeyse metruk bir yer. Hafta sonları hariç. Bölgede sürekli yaşayan kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor ancak Hong Kong'un en doğusundaki bölge hafta sonu ziyaretçileri açısından şanslı. Büyük kısmı parka dönüştürülen bölgenin gerçekten harika bir kıyı şeridi var. Hong Kong'un tortul kayalardan oluşan tek büyük adası kabul edilen Tung Ping Chau dalgaların oluşturduğu platformları ve uçurumlarıyla keşfedilmeyi bekliyor. Bazı ziyaretçiler mercan resiflerini yakından görmek için dalmayı tercih ediyor.
Atlantik Okyanusu'nda, Avrupa anakarasının yaklaşık 1370 kilometre batısında yer alan Pico Adası, Azorlar'ın bir parçası. Azorlar'ın ılıman iklimi sayesinde Pico'da ve zincirin diğer sekiz adasında yeşil tarlalar görmek mümkün. Yeşil tarlaların dışında adalarda geniş kalderalar, lav tünelleri ve diğer volkanik izlere rastlanıyor. Bu takımada ve Madeira Portekiz'in iki özerk bölgesi. İnsan yerleşiminin Portekiz İmparatorluğu'nun ilk zamanlarına, 15. yüzyılın başlarına tarihlendiği Azorlar 1976 yılında kendi hükümetini kurdu.
Adaya adını Vikingler verdi. Peki, sizce Vikinglere ne ilham verdi? Bu sıra sıra dizilmiş bazalt sütunları gözden kaçırmanız mümkün değil. Staffa, Eski Nors dilinde çubuk anlamına geliyor. Vikingler de bu oluşumu evlerini inşa ederken kullandıkları ahşap çıtaları düşünerek adlandırmış. Staffa'da kimse yaşamıyor ancak geleni gideni de eksik olmuyor: İskoçya'nın İç Hebridler zincirindeki bu gerçeküstü oluşumu görmeye gelen pek çok ziyaretçi var. Staffa'nın derinlerinde de cevherler gizli: Altıgen şekilli bazalt sütunlarla dolu bir deniz mağarası olan Fingal Mağarası bu cevherlerden biri.
Nusa Penida, en büyük ve en ünlü adası Bali olan Küçük Sunda zincirinin daha küçük adalarından biri. Bali kadar bilinmese de muhteşem fotoğraflar çekebileceğiniz bir yer. Görselimizde kaya kütleleriyle tanınan Atuh Plajı'nı görüyoruz. Berrak suların altındaki mercan resiflerini de görebiliriz. Ada, dalış olanaklarıyla ve sosyal medyada paylaşılması kaçınılmaz deniz canlılarıyla, özellikle de manta vatozlarıyla biliniyor.
Pokonji Dol'un zirvesinden bakıldığında bu kırmızı çatılı deniz feneri için özel olarak yapay bir ada oluşturulmuş gibi görünebilir. Ancak bu fener, Pakleni takımadalarının en doğu noktasında, kireçtaşından doğal bir adacığın üzerine kurulmuş. 1872'de inşa edile deniz feneri, Adriyatik Denizi'nden adalarla dolu Hvar limanına seyreden gemiler için önemli bir yardımcı. Pakleni Adaları uzun zamandır denizcilik faaliyetlerine ev sahipliği yapıyor. Adaların adı, bir zamanlar adadan toplanan ve gemilerde su geçirmezliği sağlamak için kullanılan "katran" anlamındaki sözcükten geliyor.
Hırvatistan'ın liman kenti Hvar, bir süredir gezi tutkunları arasında popüler bir destinasyon. Geçmişin izleriyle modern zamanların ihtişamını Adriyatik'in büyüleyici manzarasıyla birleştiren kent bu ilgiyi hak ediyor. Hvar limanının açıklarına saçılmış biblolar gibi duran ada zinciri de kaşiflerin ilgisini çekiyor. Bu zincirde birçok kasabanın bulunduğu Sveti Klement gibi büyük adalarla görselimizdeki 13 kilometrekarelik Planikovac gibi ufak adalar var. Çam ağaçlarıyla süslenen adaların adı, bir zamanlar adadan toplanan reçine anlamına gelen "katran" sözcüğünden geliyor.
Fransa'nın Akdeniz'deki adası Korsika'nın güney ucunda, sudan yükselen aşınmış kayaların üstünde Bonifacio adlı küçük bir kasaba var. Kale ile çevrili bir Orta Çağ kasabası olan Bonifacio'nun yoğun marinası, yıl boyu 4000'i aşmayan sakini ve kasabayı bir yağlı boya tablosuna çeviren gün batımlarıyla Fransa anakarasından ziyaretçilerin akınına uğraması şaşırtıcı değil. Bu sarp uçurumlar fotojenik olmakla kalmıyor, unutulmaz dalış deneyimlerine de sahne oluyor. Yıllardır burada uçurum dalışı yarışmaları düzenleniyor.
Lanzarote'deki son volkanik patlama 1824'te gerçekleşmiş olsa da bugün bile adanın bazı yerlerinde zemin üzerinde yumurta pişirebilirsiniz. Ancak adanın turistlerin gözdesi olmasının nedeni bu değil: Kanarya Adaları'nın bir üyesi olan bu ada, engebeli arazisiyle muhteşem manzaralar sunuyor. Havadan çekilmiş görselimizde de bu manzaraların en güzellerinden biri var: Yeşil Lagün anlamına gelen Charco de los Clicos, antik volkan krateri içinde alglerin yeşile boyadığı bir hipersalin gölet. Siyah kumların serildiği bir plaj ve masmavi okyanus da tabloyu tamamlıyor. Lanzarote bildiğimiz kadarıyla Antik Yunan'dan beri ziyaretçilerin karşı koyamadığı bir yer. Hatta 3000 yıldan daha uzun zaman önce Fenikelilerin buraya yerleştiği söyleniyor.
İskoçya'da sular çekildiğinde gezilebilecek pek çok ada var ama bunların hepsi bir kale ile taçlandırılmamış. Eilean Tioram bu gelgit adalarından biri, Tioram Kalesi de adanın harabesi. Kalenin inşaatı 12. yüzyılda başladı ve 1745 yılında düşman işgalini önlemek için kasten yakılana kadar sapasağlam ayakta durdu. Sonraki yüzyıllarda, Tioram Kalesi Orta Çağ iktidar mücadelesinin kasvetli bir simgesi haline geldi. Bugün de İskoçya Highlands bölgesinde Loch Moidart'ta uzun bir yolun sonunda tek başına yükselmeye devam ediyor.
Tayland'ın güneybatı kıyısındaki Krabi vilayeti şüphesiz, ülkenin en güzel yerlerinden biri. Kıyı şeridinin havadan çekilmiş görüntüsünde, berrak sular ve Andaman Denizi'ndeki bölgenin en bilinen özelliği olan yağmur ormanlarıyla kaplı adalar göze çarpıyor. Drone ile çekilen görselimizde bu cennetin özel bir köşesini görüyoruz. Burası bazen "Ayrık Deniz" olarak anılıyor çünkü Thale Waek'teki sahil kordonu gelgite göre ortaya çıkıp gözden kayboluyor. Sular çekildiğinde T biçiminde bir kordon ortaya çıkıyor ve ziyaretçiler görselimizin sol tarafında görüş alanının dışında kalan Koh Khai Adası'ndan küçük Koh Mo ve Koh Tap adacıklarına yürüyebiliyorlar.
Malta Cumhuriyeti, Sicilya'nın hemen güneyinde, Akdeniz'i doğu ve batı olarak ayıran hattın tam üzerinde yer alan bir ada ülkesi. Burada, insanların yaşadığı üç Malta adasından biri olan Gozo'daki Xlendi Kulesi'nin etrafını saran tuzlaları görüyoruz. Gozo'nun büyük kısmı kireçtaşıyla kaplı ve ada halkı yüzyıllar boyunca adanın kayalık kıyılarına oyuklar oyup biriken deniz suyundan tuz toplamış. Tuzlaların arasında yükselen Xlendi Kulesi artık kullanılmıyor. Kule stratejik önemini yitirmiş olsa da kültürel önemini koruyor: 2020 yılında, yaklaşık 400 yaşındaki binada temel restorasyon çalışmaları başladı.
Mljet sahillerine doyum olmaz ama adanın iç kısımlarını da ihmal etmeyin. Burada, Hırvatistan'ın en güzel manzaralı ulusal parklarından biri sizi bekliyor. Bu parkla adanın batı şeridinin büyük kısmı koruma altına alınmış. Gösterinin yıldızları da güzel oldukları kadar tarihi de olan iki tuzlu su gölü. Mljet, Adriyatik Denizi'nin hem en doğu hem de en güneydeki adası ve Greko-Romen dönemden beri biliniyor. Jezero Gölü'ndeki küçük adayı ziyaret edebilir, 12. yüzyıldan beri birkaç kez yeniden inşa edilen Benedikten manastırıyla daha yakın tarihe tanıklık edebilirsiniz.
Sete Cidades, Azorlar'daki São Miguel adasında bulunan bir stratovolkandır. Görselimizi çeken drone kadar yukarılara çıkamasanız da seyir noktalarına kolayca ulaşabilir, yaklaşık 5 kilometre genişliğindeki krater içinde kaldera gölleri ve kenarlarındaki kasabalarla muhteşem manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz. Yer yer 400 metreyi aşan kraterin eteklerinde ormanlar ve çayırlar uzanıyor. São Miguel, Adriyatik Denizi'nde Portekiz'in yaklaşık 1370 kilometre açıklarındaki Azorlar'ın en büyük adası.
Palmi, Kalabriya kültürünün ve tarihinin merkezi olduğu kadar muhteşem manzaralarıyla da öne çıkıyor. Sahilleriyle tatilcileri, kültürel hazineleriyle de tarih âşıklarını doyuran Palmi, güney İtalya'yı Sicilya'dan ayıran Messina Boğazı üzerinde. Görselimizde Tonnara plajı üzerinde yükselen tepeyi görüyoruz. Tepe, Tauriani Arkeoloji Parkı içindeki Saracen Kulesi'ne de ev sahipliği yapıyor. Tauriana antik şehrinin kalıntıları daha da kadim denize bakıyor.
Norveç'in keşfedilmeyi bekleyen pek çok adası var. Burada, ülkenin en büyük ikinci adası olan Senja'nın buzlu kıyılarını görüyoruz. Senja'daki en el değmemiş manzaralardan biri olan Tungeneset kıyıları, Ersfjord ve Steinfjord fiyortları arasında uzanıyor. Resmi adı Okshornan Sıradağları olan bölge, "Şeytan Dişi" adıyla da anılıyor. Uzun, ahşap yoldan yürüyen ziyaretçiler gel-gite göre ya kayaların üzerinden ya da büyük havuzların kenarından geçip sahile ulaşıyor. Yaz aylarında dağları saran yeşille dinginleşen Tungeneset, kış aylarında masaldan fırlamış bir manzaraya dönüyor.
Görselimizin yıldızı olan ardıç, El Hierro Adası'ndaki El Sabinar doğa koruma alanında rüzgarın savurduğu ardıçlardan yalnızca biri. Kanarya Adaları'nın en küçüğü ve en güneydeki adası olan El Hierro hem manzarası hem jeolojisiyle güçlü bir hikaye anlatıyor. Adayı şekillendiren üç önemli heyelandan yaklaşık 15 bin yıl önce gerçekleşen sonuncusu, El Golfo adlı vadiyi oluşturmuş. Bazı türler başka hiçbir şeyin yetişmediği yerlerde yetişir, ardıç da tam bu adaya göre bir ağaç. Ardıçlar bir tutam kaya üzerinde bile yere tutunabilir ve kırılmadan bükülerek denizden esen sert rüzgarlara karşı durabilir.
Kvarner Körfezi, Hırvatistan anakarasını ikiye böler. Körfeze dağılan irili ufaklı adaların en büyüğü de Crest Adası'dır. Hırvatistan'ın engebeli doğasının çekiciliği ve daha turistik bölgeler kadar kalabalık olmaması adaya dingin bir güzellik veriyor. Cres'in en güzel yerini seçmek imkansız olsa da görselimizdeki plajın finale kalacağına şüphe yok: Zaman zaman Gizli Plaj olarak anılan Mali Bok'a uzun bir yürüyüş sonunda ulaşılıyor. Çakıllı sahile vuran denizin maviliği ise görenleri hayrete düşürüyor.
Adriyatik'le Kuzey Hırvatistan'ın buluştuğu Kvarner Körfezi'nde, toprakla denizin çizdiği muhteşem tablo yüzyıllardır bölgeye ziyaretçi çekiyor. Körfezin en büyük beş adası; kıyı köyleri, tarihi villalar ve küçük ama gelişmiş şehirlere ev sahipliği yapıyor. Yürüyüş meraklıları, dolambaçlı yolları izleyerek bu dağların zirvelerine çıkabilir ve burada gördüğünüz havadan çekilmiş fotoğraftaki kadar geniş olmasa da adalarla bezenmiş mavi sulara bakan manzaraları izleyebilir. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu döneminde, varlıklı sakinler ve ziyaretçiler körfeze nazır tatil evleri inşa ettiler. Bugünse turistler deniz kenarında, ayaklarını altın kumların arasında suya sokmayı tercih ediyorlar.
Dünyadaki en ilginç canlıların bazılarına ev sahipliği yapan Galápagos Adaları, muhteşem ekosistemiyle Charles Darwin'in evrim kuramına ilham olmuş ve kuramı oluşturmasını sağlayan pek çok bilgi sağlamıştır. Bu takımadayı özel kılan, Ekvador kıyısından yaklaşık 1000 kilometre uzağındaki konumudur. Galápagos Adaları'nın küçük üyelerinden biri olan South Plaza, kendine özgü bir şöhrete sahiptir: Burası, melez iguanaların yaşadığı tek yerdir. Deniz ve kara iguanalarının ortak çalışması olan bu havalı canlılar, adanın 25 santimetre boyunda iğneleri olan dev kaktüsleri ile Galápagos'un mevsimle birlikte yeşilden turuncuya dönen mayasıl otları arasında yaşar.
Havadan çekilmiş bu görselimiz, Endonezya'nın Raja Ampat takımadalarının adalar ve adacıklarla dolu mavi körfezinden. Yeni Gine kıyılarında 1000'den fazla adaya ev sahipliği yapan bu ada zinciri, dünyanın en iyi dalış noktalarından biri olarak biliniyor. Adalar; dünyadaki mercan türlerinin dörtte üçünün bulunduğu, Güney Asya ve Okyanusya'nın bazı kısımlarını kapsayan geniş bir bölge olan Mercan Üçgeni'nin neredeyse merkezinde yer alıyor. Dolayısıyla deniz yaşamında olağanüstü bir çeşitlilik görebilirsiniz. Raja Ampat'ı çevreleyen sulardaki biyoçeşitlilik o kadar zengin ki uzmanlar bu bölgeye Denizlerin Amazon'u diyor.
Güney Kore'nin en büyük adasının doğu kıyısından Kore Boğazı'na çıkanları, yerden yükselen dev bir kale ile havadan inen bir kasenin birleşimi gibi görünen eski bir kaya oluşumu karşılıyor. Seongsan Ilchulbong, ilk adımlarını yaklaşık 5000 yıl önce hidrovolkanik patlamayla attı. Zamanla sığ suların üstünde yükselip sonunda yaklaşık 180 metrelik tüf konisine dönüştü. Bozulmamış krater ve diğer eşsiz yapısal özellikleri nedeniyle jeologların özellikle ilgisini çeken oluşum, bilimsel çalışma yapmayan ziyaretçileri de büyülüyor. Bir saatlik bir yürüyüşle tüfün zirvesine çıkanlar, Jeju Volkanik Adası ile Lava Tüpleri bölgesinin muhteşem manzarasıyla karşılanıyor.
Atlantik Okyanusu'nda, Fas'ın yaklaşık 515 kilometre batısında bulunan Madeira'nın kenarındaki Ponta de São Lourenço'nun engebeli kayalıklarına hoş geldiniz. Biz zamanlar kimsenin yaşamadığı Madeira'ya ve bu ada zincirindeki diğer adalara 1400'lerin başında ilk kez Portekizliler yerleşti ve ada, Keşifler Çağı'nda Avrupalı kaşiflerin ana durağı haline geldi. Günümüzde adanın ziyaretçileri çoğunlukla Madeira'ya seyahat edip muhteşem manzaralara ve doğal güzelliklere karşı koyamayan turistlerden oluşuyor. "Atlantik'in İncisi"; birinci sınıf yürüyüş, dalış ve yelken olanaklarıyla özellikle açık havada macera yaşamak isteyenler arasında popüler bir nokta.
Makaronezya'nın en büyük adası olan Tenerife'te tatil yapmak, çok büyük bir yanardağın tepesinde dinlenmek demek. Üstelik aktif bir yanardağ. Bu adanın en yüksek zirvesi olan Teide Dağı yüz yılı aşkın süredir patlamadı ancak bilim insanları yanardağın tekrar hareketleneceği görüşünde. Adanın volkanik geçmişine dair bolca kanıt var: Eski lav tünelleri, kayalarla dolu tarlalar ve derin vadiler, Tenerife'nin şiddetli jeolojik kökenlerinin kalıcı anımsatıcıları. Yine de Fas kıyılarından 320 kilometre uzaktaki bu İspanyol adası her yıl milyonlarca turisti ağırlıyor. Turistler, elbette, dünya üzerindeki en muhteşem manzaraları ve en güzel havayı sunduğu için bu adayı tercih ediyor.
1921 yılında yaptığı bir ziyarette İngiliz yazar D.H. Lawrence, Sardinya için "Avrupa ve Afrika arasında kaybolmuş, hiçbir yere ait olmayan bir yer" yorumunu yapmış. Batı Akdeniz'de, Avrupa ve Afrika'ya neredeyse eşit uzaklıkta bulunan bu İtalyan adası elbette kendi kültürüne sahip. Adanın her köşesinde görebileceğiniz Paleolitik Çağ, Bronz Çağ, Roma ve Bizans dönemi kalıntıları Sardinya'da yaşamış medeniyetlerin izlerini taşıyor. Günümüzde, adanın görselimizdeki Li Cossi gibi plajlarının güzelliğini keşfeden turistlerin sayısı giderek artıyor.
Apostle Adaları UIusal Göl Kıyısı'ndaki Superior Gölü'nde yirmi bir ada bulunuyor. ABD Ulusal Park Hizmetleri bölgeleri arasında en fazla deniz fenerinin bulunduğu adaların ışıltısı pek çok turistin ziyaret nedeni. Bazı turistler de kanoyla Devils Adası, Sand Adası ve parkın batı kıyısındaki mağaraları dolaşmayı tercih ediyor. Bu özel mağaralar, dalgaların adanın kum taşı uçurumlarını aşındırmasıyla yüzyıllar içinde oluşmuş. Gölün suyu dalgalanıp mağaraların içine karıştığında çıkan ürkütücü sesler kilometrelerce öteden duyulabiliyor. Kış aylarında, muhteşem buz oluşumları mağara girişlerini donmuş perdeler gibi süslüyor.
ABD ve Kanada sınırındaki St. Lawrence Nehri yarımadası, "Bin Adalar" olarak anılsa da daha fazlasını sunuyor: Bölgede 1.864 ada var. Adalar 100 kilometrekareye varan ve çok daha küçük alana sahip parçalardan oluşuyor. Bir yerin ada kabul edilmesi için kesin kurallar var: Yıl boyu suyun üzerinde kalan en az 10 kilometrekarelik bir toprak parçası olması ve üzerinde en az iki canlı ağacın bulunması gerekiyor. Bazı ada sakinleri, hayallerindeki kulübeye yetecek kadar bir alana evlerini kurup geri kalanı da bu çok önemli iki ağaca ayırarak minik adalarında yaşıyor.
Kanada'daki British Columbia bölgesinde bulunan ve yaklaşık 470 kilometre uzunluğa ve 100 kilometre genişliğe sahip olan Vancouver Adası, Amerika kıtasının batı kıyısındaki en büyük ada olma rekoruna sahip. Görselimizde Vancouver Adası'nın güney kıyısındaki en güzel plajlardan biri olan Sandcut Plajı'ndaki şelaleyi görüyorsunuz. Bu plajların çoğuna uzun yürüyüşler sonunda ulaşılabiliyor. Ziyaretçilerin çoğu için bu doğa yürüyüşleri de yolun sonunda bekleyen dalgalar kadar heyecan verici.
İskoçya'da, çoğu Shetland, Orkney ve Hebrides zincirlerine dahil 900'den fazla açık deniz adası bulunuyor. Skye, İç Hebridler'in en büyük ve en kuzeydeki adası. Üstelik ülkenin en iyi manzaralarını buradan seyredebilirsiniz. Görselimizde de bunların bir örneği var: Skye Adası'nın Duirinish yarımadasının en batı ucundaki Neist Point. Görselimizde göremediğimiz şey, adanın en ucunda duran deniz feneri. Ancak bölgenin sakinlerini, suya dayanıklı postları ve dalgalı kakülleriyle Duirinish'in yağışlı, rüzgarlı havasında rahatça yaşayan sığırları görebiliyoruz.
Atlantik kıyı şeridinin yabaniliğinin bir sembolü olan Achill Adası, Wild Atlantic Yolu'nun merkezinde yer almaktadır. Achill Adası; yükselen kayalıkları, rüzgarla hırpalanmış plajları, zengin tarihi ve ıssız bataklıkları sayesinde şehir yaşamı için ideal bir panzehir. İrlanda'nın batı kıyısı boyunca uzanan bu efsanevi rotada nefes kesici sayısız manzara var. Bu yol boyunca göreceğiniz nefes kesen kayalıklar ve mükemmel şehir manzaraları ile nutkunuz tutulacak.
Streymoy Adası'nda, Faroe Adaları'nın en eski ve en güzel köylerinden biri bulunuyor. Tjørnuvík, görünürde başka bir yerleşim yeri olmayan yüksek dağların arasına yerleşmiş ve ziyaretçileri büyüleyen ıssız bir cennet. Burada, dağlardan akan akarsuların sayısı, evlerin sayısından fazla. Köyün önündeki masalsı plaj, ünlü kaya kütleleri Risin og Kellingin'in manzarasını sunuyor. Faroe Adaları'ndaysanız benzersiz bir konumda yer alan bu köyü mutlaka ziyaret etmelisiniz.
İsveç'in batı kıyısında, Bohuslän vilayetinde yer alan Tjörn, İsveç'in altıncı büyük adası. Yüzölçümü 147 kilometrekare olan Tjörn, doğuda Tjörn Köprüsü ile anakaradaki Stenungsund kasabasına, kuzeyde ise Skåpesund köprüsü ile Orust adasına bağlanıyor. Yaz aylarında turistler arasında yatçılık ve yüzme gibi aktiviteler oldukça popüler.
İstirya Yarımadası'nın güney ucunda bulunan Kamenjak yarımadası, denizin içinde 6 kilometre boyunca uzanıyor. Kıyı şeridi boyunca sayısız körfez, olağanüstü sahiller ve 11 el değmemiş küçük ada bulunuyor. Bu masalsı bölge, rahatlamak ve bozulmamış doğayı keşfetmek için ideal.
Nikaragua Gölü'ndeki (veya Cocibolca) adada iki görkemli volkan var: aktif Concepción ve sönmüş Maderas. Ometepe, Kolomb öncesi Güney Amerika medeniyetlerinin etkisiyle zengin bir arkeolojik tarihe sahip doğal bir cennet.
Padar Adası, Flores Adası'nın en batısındaki bir balıkçı kasabası olan Labuan Bajo'ya yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Komodo Ulusal Parkı'nın üçüncü büyük adası. Ada çoğunlukla savanlarla kaplı, belirgin parlak yeşil dağları mevcut ve beyaz, siyah ve pembe renkli kumlara sahip plajlarıyla üç turkuaz koyla çevrili. Komodo ejderlerine ev sahipliği yapan adadaki paslı kırmızı volkanik tepeler ve muhteşem mercan resifleri onu gerçek bir doğa harikasına dönüştürüyor.
Bali'nin güneydoğusunda yer alan bu ada, üç ada arasında en ünlüsü; Nusa Penida, Nusa Lembongan ve Nusa Ceningan, birlikte "Nusa Adaları" olarak bilinir. Ada, başlangıçta deniz yosunu yetiştiriciliği ile biliniyordu ancak daha sonra sörfçüler ve macera arayanlar arasında popüler oldu. Güzel sahil şeridi, altın kumları, uçurumdan atlama noktaları, turkuaz suları, renkli resifleri, engebeli manzaraları ve gizli mağaraları onu mükemmel bir tatil yeri haline getiriyor.
Güzel Principe adası, Orta Afrika'nın batı ekvatoral kıyılarında, Gine Körfezi'ndeki mevcut üç okyanus volkanik adasından biri. Principe, sık ormanlarla kaplı ve 15. yüzyılda Portekizli kaşifler tarafından keşfedilene kadar ıssız olan kayalık kıyılara ve sarp dağlara sahip.
Kimsenin yaşamadığı bu izbe ada, Galapagos Adaları'nın bir parçası ve Sullivan Körfezi'nde Santiago Adası'nın doğusunda yer alıyor. Meyve ağacı bile bulunmayan bu adayı özel kılan ve burayı en çok ziyaret edilen yer haline getiren bir obelisk taş yapı mevcut. Bu obelisk, yer altından yükselen bir mızrak gibi okyanusu yırtarak adanın kıyısına saplanıyor.
Jervis Adası olarak da bilinen Rábida Adası, Galápagos Adaları'ndan biri. Bu bölgedeki adalar arasında en çeşitli volkanik aktivitelere sahip olan ada küçük kraterleri, uçurumları ve kırmızı kumsalı ile kırmızıya boyanmış manzaralar sunuyor. Yüzme ve dalış aktiviteleri için mükemmel bir yer olmasının yanı sıra yüzlerce deniz aslanını, burada yuvalanan bir pelikan kolonisi ile birlikte yaşadığı doğal habitatı da bu adada gözlemleyebilirsiniz. Ada, kuş gözlemcilerinin en sevdiği yerlerden biri.
Kanarya Adalarının en önemli yedi kara parçasından en büyüğü olan Tenerife, plajları ve Teide Dağı'nın aktif volkanik zirvesinin çarpıcı manzarasıyla turistlerin ilgi odağıdır. Ayrıca, 2007 yılında UNESCO Dünya Mirası Sit Alanı ilan edilen Teide Ulusal Parkı'na da ev sahipliği yapmaktadır. İspanya'nın en yüksek dağı Teide'nin de içinde yer aldığı ulusal park yıldız gözlemi ve doğa yürüyüşü gibi çeşitli aktivite imkanları sunuyor.
Toba krater gölünde bulunan bu ada yukarı doğru kıvrılan çatılara sahip geleneksel Batak evleriyle biliniyor. Turistlerin gölün nefes kesici manzarasının, yemyeşil güzelliklerin ve engebeli arazilerin tadını çıkarabildikleri bu bölge mükemmel bir tatil yeri olarak kabul ediliyor.
Tokyo'nun yakınlarında yer alan bu volkanik ada ziyaretçilerine Hachijo-Fuji Dağı doğa yürüyüşleri, sörf, şnorkel ve tüplü dalış gibi farklı aktiviteler sunuyor. Çok çeşitli bitki örtüsü ve hayvanlara ev sahipliği yapması burayı daha da muhteşem kılıyor.
Michigan Gölü'nde bulunan bu ada, Door County'nin en çok ziyaret edilen noktalarından biri. Bu adanın en dikkat çekici güzelliği sarmal bir merdiveni olan eski ve etkileyici deniz feneri. Deniz fenerinin seyir balkonu gölün ve Door County yarımadasının nefes kesici panoramik manzarasını sunuyor.
Batı Superior Gölü'nde yer alan bu ada, Apostle takımadalarının en kuzey adası. Şaşırtıcı kaya oluşumları ve deniz mağaralarıyla turistler arasında oldukça popüler.
Bu tropik ada, Zanzibar Kenti/Batı bölgesinde yer alıyor. Turkuaz mavisi suları ve beyaz kumlu plajlarıyla ünlü.
Malavi Gölü Ulusal Parkı'nda yer alan bu tropik adanın çapı yalnızca bir kilometre. İnsan nüfusunun olmadığı ada bozulmadan ıssız kalmış.
Malvinas Adaları olarak da bilinen bu küçük adalar grubu, Güney Atlantik Okyanusu'nda yer alıyor. Kral penguen, kaya pengueni, macellan pengueni ve papua pengueni (fotoğrafta görülen) gibi penguen türleri de dahil olmak üzere 200'den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor.
Sumatra'da bulunan bu ada, üzerinde yerleşim yerlerinin bulunduğu bir adalar grubu. Turistler arasında sörf ve kano için bir cennet olarak biliniyor.
Popüler bir sörf destinasyonu olan gözyaşı şeklindeki ada, büyüleyici bir harikalar diyarı gibi görünmesini sağlayan beyaz kumlu plajlara ve mavi-yeşil sulara sahip.
KAYNAK: Muhteşem adalar



















































Hiç yorum yok:
Yorum Gönder